Hiç kimsenin ummadığı şeyler oldu... Kazakistan kazandı, biz kazandık ve en iyi üçüncü olarak Avrupa Şampiyonası'na gidiyoruz. Üstelik Terim'in yanlışlarına rağmen gidiyoruz. 70 dakika santrforsuz oynadık. Sağdan soldan gelen ortalarda neredeyse ceza alanının içinde bir oyuncumuz yok. Mevlüt olsun, Cenk olsun, Umut olsun niye milli takım kadrosundalar anlayamadım. Kazanmanın çok önemli olduğu bir maçta santrforsuz başlamanın da sebebini bilmiyorum. Ama Türkiye ve Fatih Terim, Selçuk'a dua etsinler. Hem hocasını hem Türk futbolunu hem de 78 milyonluk ülkenin mutluluğunu kurtardı. Üstelik son 20 dakika 10 kişi oynadık. Gökhan Töre hakeme adeta "Beni at hoca" dercesine yaptığı hareket, milli takımımızı 10 kişi bıraktı. Ama dedik ya, bazı insanlar çok şanslı.
İlk yarıya İzlanda çok iyi başladı. 10. dakikadan sonra oyunu eşitledik. Devre sonuna kadar da oyun kontrolümüzdeydi ama pozisyon üretemedik. İkinci yarı ise olay tam tersine döndü. Neredeyse bu devre oyunun mutlak hakimi İzlanda'ydı. Oyun kontrolünü ellerine geçirdiler. İki pas yapamadık üstelik Gökhan'ın da kırmızı kartıyla her şey zora girdi. Ama Allah bizi Fransa'da görmek istedi. Uzatma dakikalarında ceza alanının 5-6 metre dışından bir frikik kazandık ve Selçuk İnan, inanılmaz vurdu. Üstelik son 20 dakikada da Letonya'dan Kazakistan'ın öne geçtiği haberi gelmişti. Önce Konya'daki maç bitti arkasından o korkunç iki dakikalık bekleyiş başladı. Letonya atsa play-off oynayacaktık. Ama o maç da sona erdiğinde artık Fransa'daydık. Milli Takım zoru başardı.