Sen tut, Hollanda'dan içeride, dışarıda toplamda 4 puan al ama Letonya gibi sıradan bir köy takımına karşı galibiyet alama! İşte biz böyle tuhaf, ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir takımız... Dün gece ilk yarıda verdiğimiz pozisyon dışında dünya üçüncüsü Hollanda'nın tek pozisyonu yok. Bu arada biz yakaladığımız her pozisyonu gol yaptık.
Oyuna çok iyi başladı Milli Takımımız. Sahanın çıkana kadar en iyilerinden biri olan Arda, Oğuzhan'ı harika gördü. O da gerçek bir vuruş ustası gibi golü yaptı.
Benzeri pozisyonda kim karşı karşıya kalırsa kalsın yüzde doksanı, yerden sert vurur. Ama Oğuzhan topun dibine girdi ve çok net, akıl dolu bir gol attı. Böyle maçlarda ilk dakikalarda öne geçmek büyük avantaj. Bu golden sonra zaten takım savunmasında çok iyiydik, daha da akıllı oynamaya çalıştık. Özellikle rakibin sağ ve sol kanadında oynayan hızlı, teknik becerileri yüksek Narsingh ve Depay gibi oyuncuları iyi kontrol ettik. Hep kademeyle karşı karşıya kaldılar. İlk yarının ortasında bence Arda işi bitirdi. Bir taç atışında rakip savunma hata yapınca, Arda kaptı, çaprazdan vurdu. Normal şartlarda kalecinin çıkarması gereken bir toptu ama çıkartamadı. İkinci yarı aynı disiplinde oynadık, rakibe fırsat vermedik. Zaten düşük tempoyla oynayan, topu alan her oyuncunun Sneijder veya Depay'ı aradığı bitik görüntüdeki bu Hollanda bize karşı etkili olamazdı. Olamadılar da... Maç biterken Caner faulle topu aldı, Burak'a çıkardı. Burak da yanlış yaptı ama yine de golü attı. Büyük santrfor orada vurmaz, sağdaki bomboş Olcay'a çıkartır ama Burak vurdu gol oldu.
DÜKKANI KAPATALIM
Sonuçta üçüncülük avantajı bize geçti. Üstelik bir de beraberlik hakkımız var. Artık bu dakikadan sonra playoff'u kaçırırsak, dükkanı kapatalım.
Bu arada İspanyol hakem için kolay karşılaşma oldu ama üçüncü golümüzden önce Caner Erkin'in rakibini çekerek topu almasına faulü vermemesini de anlamak mümkün değil.