Dün gece Avni Aker'de aslında her iki takım da istediğini aldı. Uzun yıllardır böylesine sakin, böylesine centilmen bir Trabzonspor seyircisi görmemiştik. Dün gece dört dörtlüktüler. Herhalde Fenerbahçe buradan bir puanla döndüğü için sevinçlidir. Bu Trabzonspor için de geçerli. Zira Vahid Halilhodzic haklı olarak, "Çok yeni bir takımız, uyum problemlerimiz var. Belli bir zamana ihtiyaç duyuyoruz" diye yakınmıştı. Dolayısıyla Trabzonspor için de kötü sonuç diyemeyiz.
Maçın kontrolü birinci dakikadan son dakikaya kadar hep Fenerbahçe'de oldu. Bol pas yaptılar, Emre çok iyi oynadı ama aynı şeyleri Sow ve Emenike için söyleyemeyiz. Uzun zamandır her ikisini de bu kadar kötü izlememiştim. Fazla hareket etmediler, koşu yapmadılar, Trabzonspor defansı arasında eriyip gittiler. Trabzonspor ise sadece kontratağı düşündü ve aslında istedikleri pozisyonları da yakaladılar.
İlk yarı neredeyse pozisyon yoktu. Ama ikinci yarı özellikle Trabzonspor birkaç tane net kaçırdı. Waris çok iyi bir kontratak oyuncusu. İyi de pozisyonlar buldu. Hele hele Sefa'nın sağdan getirip penaltı noktasına çıkardığı topa iyi vursa Trabzon kötü oynadığı bir gecede pekala 3 puanı alabilirdi. F.Bahçe'ye bakıyoruz, Mehmet Topal'ın direğe çarpan topu dışında pek pozisyonları yok. Diego'nun kariyeri tartışılmaz ama hala fizik olarak eksik ve takıma adapte olamamış.
DİKEN ÜSTÜNDE OTURMAKTAN BIKMIŞTIK
Sonuçta Trabzon'da centilmence, futbolu az ve sessiz bir gece yaşandı. Buna da şükür çünkü her Trabzonspor-Fenerbahçe maçı öncesi ve sonrasında diken üzerinde oturmaktan bıkmıştık. Hakem Fırat Aydınus sahanın en başarılı ismiydi. Gerçekten mükemmel bir maç idare etti. Faul tespitleri, oyunculara yaklaşım ve futbol yorumu ile bizden tam not aldı.
Gönül ister ki Aydınus'u hep böyle gecelerde görelim.