G.Saray eski başkanı Adnan Polat "İade-i itibar değil, özür istiyorum" dedi. Bu konudaki düşünceleriniz neler? Ünal Aysal G.Saray'a çok ciddi zararlar verdi. Aslında bu zararların artçı sarsıntıları önümüzdeki aylar ya da yıllarda daha acı hissedilecek. Korkunç bir borçlanma var. Borsada teknik olarak anlayamadığımız, çözemediğimiz matematik oyunları var ve bunların yansımaları önümüzdeki yıllar maddi olarak G.Saray'a ne tür zararlar getirecek şimdiden kestiremiyoruz. Sportif yanlışlar ve Aysal'ın yanındaki yancı kılıklı kim olduğunu bilmediğimiz danışmanların dolduruşuyla verilmiş hatalı kararlar, G.Saray'ı bu tabloya sürükledi. Fatih Terim'i nezaketsiz bir şekilde kovdular. Daha sonra taraftar reaksiyonunu azaltabilmek için büyük paralar harcayıp egosu çok yüksek Mancini'yi getirdiler. Yine başkanın yanında bulunan kim olduğunu bilmediğimiz bazı yancıların ve Mancini'nin etkisiyle çok tuhaf yabancı transferleri yapıldı. Bu paralar kimlere, nerelere gitti; menajerler kimdi, ne kadar komisyonlar döndü? Bu işlerde rahmani olmayan durumlar var mıydı, bunların hepsini tarih yazacak. Şimdi G.Saray şampiyonluğu kaybetti. Şampiyonlar Ligi'ne veda etti ve ikincilik için mütevazı Beşiktaş ile yarış içinde. İkinciliği kaybetmek demek, Şampiyonlar Ligi için ön eleme oynamak demek. Elemeyi geçememek demek, Devler Ligi'ne gidememek demek. Bu da ciddi prestij ve ekonomik kayıp demektir. Dolayısıyla Aysal'ın futbolun dinamiklerini bilmediği ispat olmuş oldu. Zaten kendisi de başkan olduğunda futbolu bilmediğini beyan ve itiraf etmişti. Ama atasözleri hiç yanılmaz: Kılavuzu karga olanın burnu pislikten çıkmazmış. Madem futbolu bilmiyorsun, kılavuzlarını kargalardan değil başka kuşlardan seçseydin başkan. Yancıların seni fena yanılttı. Kim olduğunu bilmediğimiz yancıların şahsi kaprisleri ve menfaatleri için seni yanlış yönlendirdiler. Sana bir şey olmaz, zengin bir adamsın. Sana bir şey olmaz, gider Belçika'da yaşarsın. Yancılara bir şey olmaz, zaten onlar vasıfsız ve senin varlığınla bir yerlere gelebilecek kadar yetersiz adamlar. Ama olan G.Saray'a oldu. Ve olacak da... Sen Belçika'da lüks bir lokantada yemeğini yerken yancılar 'İt arkadaşları'yla kebapçıda rakı içerken, G.Saray camiası ve yeni yönetim bırakmış olduğun enkazı temizlemekle uğraşacaklar. Yazık değil mi G.Saray'a. Bu mu G.Saray'ın menfaatleri, bu mu çilek, bu mu yüce idealler.
TFF'NİN ELİ KOLU BAĞLI
Melo'nun Etik Kurulu'na sevk edildiğini Türkiye SABAH'tan öğrendi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Maalesef FIFA ve birçok ülke federasyonlarında, yapılan centilmenlik dışı hareket ya da kural aykırılığı hakemin görüş alanı içindeyse bu görüntülerle oyuncular ceza alamıyor. Tıpkı Melo örneğinde olduğu gibi. 10 metre çapında bir dairede hakem var, Melo var, Emre var ve birkaç oyuncu daha var. Melo'nun yaptığı dil hareketini hakemin görmesi icap ederken ve belki de gördüğü halde cezasız kalması TFF'nin elini kolunu bağlıyor. Çünkü hareket hakemin görüş alanı içinde ve hakem cezalandırmıyor veya cezalandıramıyor. Etik Kurulu ceza veremiyor, ayrıca PFDK'nın da yukarıda bahsettiğim nedenlerden eli kolu bağlı.
AVRUPA'DA YAPSA ANASI AĞLAR
Derbi bitti, tartışmaları bitmedi. Bir haftadır herkes bir açıklama yapıyor. Bu işin sonu nereye varacak? Bu iş yıllardır maalesef böyle geliyor ve böyle gidecek. Her derbi öncesi, esnası ve sonrasında türlü rezillikler yaşanıyor. Herkes açıklama yapıyor ama sistem susuyor. Sistemin verdiği cezalar ağır ve yerinde olsa inanın bana bu reaksiyonlar azalır. Örnek mi; yıllardır Türk takımlarının Avrupa'da oynadığı maçları hatırlarız. Pek azınca sahaya yabancı madde atıldığını veya diğer centilmenlik dışı hareketleri gördük. Çünkü Türk seyircisi biliyor ki UEFA acımaz. Çünkü bir yanlış yaparsam UEFA tuttuğum takımın belinden suyu alır. Çünkü futbolcular biliyor ki Avrupalı hakem acımaz. Mesela Melo biliyor ki ben bu dil çıkartma hareketini Şampiyonlar Ligi'nde yaparsam Alman hakem anamı ağlatır. İşte püf noktası burada. Ülkemin hakemi, federasyonu UEFA ya da FIFA gibi acımadan, korkmadan, eyyam yapmadan cezaları verirse, inanın bana bu işin önü üç ayda kesiliverir.