F.Bahçe'nin oyunu artık belli; sakatlıklarda bile "üçlü"den vazgeçmiyor hocası. Kulübede stoper yok, sahada 3 tane var. Amrabat bu kez merkezde. Topu oyuna soksun diye orada ama direkt pas denemedi bile; ver geriyeal yana… Bir eksik orta saha, 11. dakikada gol gelene kadar Anderlecht takımını kendi sahasında tuttu. "İkiz kuleleri" kenar ortaların peşine koşturdular. İlk şutu 20'lerde çekebilen Belçika takımı, devre bitene kadar 9 kez daha denedi golü. Yani; Fenerbahçe topu yine rakibine bırakıp, kendi ceza alanı önünde kalabalıklaştı. Kontrollü getirmediler rakiplerini ama yüksek top denemelerine izin verdiler. Sonrasında Kostic'in senaryosunu yazdığı ikinci gol geldi. Oyun için belki ama skor tam istendiği gibiydi. Osayi-Mert değişikliği ile sağ kanattaki zaaf giderildi. Bir golün peşine düşüp, rövanş için umut arıyorlardı ama Symanski'nin koşusu, En Nesry'nin nefis kafa golüyle, "dur bakalım orada" dediler rakiplerine. Sonuçta iyi oynanması şart olmayan ama kazanılması gerekli olan bir 90 dakika, Belçika seyahatinin biletine "avantaj" yazdırdı. Maçın durağan görüntüsünde dört solak; Yusuf, Kostic, Symanski ve En-Nesryi maçın öne çıkanları oldular. İlk defa yan yana gelen defans üçlüsünün minimum yanlışta kaldığını, 21'de Fred'in eline gelen topta Alman VAR hakeminin "devam" yorumunun gecenin şansı olduğunu da belirtelim.