Maç bittiğindeki rakamlara baktığımızda Olympiakos'un "Bir" bile olamayan gol beklentisi var. Ama 3 tane attılar. İsmail Kartal'ın maç öncesinde bahsettiği "Analiz" bu aslında. Rakibin gollerinde Çağlar-Krunic ortaklığının getirdiği hatalar var. Ne zaman ayaklarına top gelse bastılar aldılar, pozisyon da buldular, gol de. Bu da rakip hocanın analizi. "En iyilerin" kulübede otururken, bir hafta öncesinin "Parlayan" ikilisine (Krunic- Zajc) güvenmek aslında hata değil. Yukarda yazdığımız gibi pozisyona bile girmeden üç tane attı Olympiakos. Bu hesaplanamaz durum. Ama ilk 45 bittiğinde tabelada da, soyunma odasında da vardı "bu durum"… Yine de 60'ı beklemek hamle yapmak için, aslında maçtan önceki "Analiz"in verisi. Şöyle planladılar; "60'a kadar oyunu tutacağız. Çok koşacaklar, yorulacaklar. Sonrasında hamle yapıp skoru alacağız…"
Eeee; alamadın işte, niye bekliyorsun? Çok şey var söylenecek. Yine de takım olarak "Tel tel" döküldükleri bir ilk yarıdan sonra, hem karakterlerini, hem de kalitelerini ortaya koyup, 3-0'dan, 3-2'ye getirdiler maçı. Yarı final için iki gole ihtiyaçları olacağı bir Kadıköy gecesine bıraktılar maçı. Başından sonuna, yapılan hatalar-acemiliklerle dolu dakikaların ardından, sonsuz hayal kırıklığını, "Avantajlı sonuca" çevirmeyi başardılar. Bu sezondaki Fenerbahçe'nin genetiğinden çok farklı, ama "Vazgeçmeyenler Kulübü"nün herkesi alıştırdığı bir gece yaşadık aslında. Bu takım çok şey hak ediyor, yoluna devam ediyor.