Öncelikle söyleyelim ki; taşlar yerinde. Macarlar, aynı "bizimkiler" gibi yükselişin eşiğinde, Avrupa'nın sert takımlarından. Dolu dolu geliyorlar. Mancini'nin dediği gibi "Sert rakibe karşı, zor maç" oynadık. Ama iyi oynadık. Tabela size tersini söylemesin; iki duran topla buldular en etkili pozisyonlarını. Birisinde Mert Günok müthişti, ötekinde Enes'in koluna çarpan top "penaltı" kararını getirdi. Olur böyle şeyler…
Elbette bu kadronun bize hayal ettirdikleri çok farklı. Ama gidecekleri uzun yol, mola verecekleri duraklar var. Her oyuncu bir fikir verecek, her maç başka biri için forma şansı yaratacak. Yenik duruma düşüp, Arda Güler'i "10 numara" yaparak ofansif hamlenin gelmesi de anlaşılır. Birden bire maçı tek kaleye döndürüp, Macarlar'ı kendi ceza alanlarında beklemeye aldık. Rakip sahada, galip takımın tek çaresiydi. Bu da "artı" puanlarımızdan.
Bu gidişat önemli veriyi de getirdi; maçın kahramanı Macarlar'ın kalecisi Gulacsi oldu. Hakan'ın müthiş şutunu çıkarması, karşı karşıya Kenan'a geçit vermemesi notlar arasında. Arda'nın girmesiyle birlikte hücum kalitesinin yükselmesi, 3. bölge organizasyonunun akıl kazanması maçın resimlerinden. Ama Enes santrforumuz olur mu, endişeliyim... Avusturya karşısında, kulübede bekleyen isimleri de görürüz 11'de. Kerem, İrfan Can, Arda gib i "şapkadan tavşan çıkaranlar", bu kez daha fazla süre alır. Sonuç; birbirine inanan, korkmayan ve bunu yapmak için aklı ve kalitesi olan bir takımız. Yenilmiyoruz, öğreniyoruz…