Sonra diyorlar ki bize "Neden hakemlerden konuşuyorsun." Atilla Karaoğlan gözünün önündeki iki penaltıyı da VAR'a verdirdi. Beşiktaş'ın pozisyonunda tereddüt bile etmedi. Hamle Fenerbahçe'ye geçince "topa" falan diye hareketlerle geçiştirdi. Hele Bailly ile Dzeko'nun bir pozisyonu vardı ki, muhtemelen hakem programlarında o faulü nasıl Beşiktaş lehine verdiği konuşulacaktır. İlk yarıda Dzeko'ya kalkan ofsayt bayrağı da var. Limitte pozisyonda kaldırdı yardımcı.
Bunlar hep mesaj... Geçen hafta Karagümrük'ün penaltısını veremediler, muhtemelen uyarıyı aldılar, güvercin kalbiyle maç yönetiyorlar yine.
Fenerbahçe tarihi fark ile ayrılabilirdi sahadan. Rakibini kalesine getirmediği gibi, neredeyse gol kaçırmayan oyuncusu olmadan bitirdi maçı. Penaltı kaçırdı, direkten topu döndü, Mert Günok'un kurtarışları vardı. 20 şuttan, üç golden, rakip ceza alanında 40 topla buluşmadan bahsediyoruz. Dzeko'nun en verimli maçıydı, İrfan Can Kahveci karşısında rakip yokmuş gibi oynadı. Crespo tek başına hükmetti orta sahaya. İsmail Kartal müthiş iyi hazırlamış takımını maça. Hiç acele etmedi, sakin kaldı ve doğru anın gelmesini bekledi. Bir sezon aradan sonra derbi kazandılar. Beşiktaş'ı yarıştan çıkardılar, Trabzonspor yenilgisinin yarasını sardılar. Fenerbahçe taraftarı tekrar takımın etrafında birleşti, endişelerinden uzaklaştı. Şampiyonluğun kilidini bir kez daha çevirdiler.