Herkes Fenerbahçe'nin başına geçecek teknik direktörün açıklanmasını bekliyor. Tecrübeli ve başarılı bir isim diyenler de var, Emre Belözoğlu ile devam edilmesini söyleyenler de.
Fenerbahçe genç teknik adam denemelerine son 10 yılda başladı. Oğuz Çetin olmayınca, uzun bir aradan sonra Aykut Kocaman ile başlayıp, şampiyon oldular.
Sonrasında Ersun Yanal ve İsmail Kartal geldi. Bir şampiyonluk, bir de otobüs kurşunlanana kadar zirve mücadelesi vardı.
Vitor Pereira tam fiyasko oldu. En pahalı kadro, en cahil hoca ikilisini bir araya getirdiler. Ali Koç, Cocu ile başladı, Yanal ile yapamadı, Erol Bulut'a ipleri verdi ama yeterli bulmadı. Son 10 maç Emre Belözoğlu'nu gördük direksiyonda.
Buradan hareket ile kulübü tanımayan, taraftarın beklentilerini anlamayan, futbolun gerçekleri ile camianın "hırslarını" aynı potada eritemeyen teknik adamın, güven endeksi de hep diplerde oldu. Bunun üstüne kendi kararını alamayan, sosyal medya ve taraftar reflekslerini dinleyen bir yönetme metodu geldi.
Emre Belözoğlu, futbolculuğunda da takımı yönetirken de bu hassasiyetlerin farkında olan ve futbolculardan da bunu talep eden bir yönetici olarak karşımıza geldi.
Oynattığı futbol kendi oyun gücünü taşıyor, rakibi baskıda tutuyor ve Fenerbahçe'yi hep gole yakın gösteriyordu.
Eğer Ali Koç "Ben Emre ile devam edip, yine başarısız olursam" endişesindeyse, kendi tecrübelerinden hiç ders almamış demektir. Türkiye'de "başarı" kolektif bir olaydır. Sadece teknik adamın gücü yetmez buna. Yönetim, taraftar, medya ayakları da vardır. Dışarıda denge tutturulmuşsa, takımda bu dalgada mutedil sallanır.
Emre Belözoğlu'nun transferinde rol aldığı kadro yüzde 70 korunurken, takımı "avucunun içine" almış bir figürden vazgeçmek esasında riskin en büyüğü olur. Düşünün, Sivasspor maçı kazanılsaydı; Emre Belözoğlu şampiyon takımın hocası olacaktı.
Nasıl ki Aykut Kocaman ile devam etmeyerek rüzgârı yanlış yerden aldılar, bugün de statükodan vazgeçmek her şeye sıfırdan başlamak olur.
DEDİKODULAR BİTMEZ
ÜST düzey bir teknik adam ile Belözoğlu ikilisinde problem yaşanmaz. Ama geçen yılki gibi kariyer eşitliği yaşanırsa dedikodular bitmez. Geçen sezon Erol Bulut'un işine karıştığı konuşuldu Emre Belözoğlu'nun. Belözoğlu takımın başına geçip, başka tercihlerle, bambaşka bir oyun oynatınca da sesleri kesildi. Böyle bir gücü olsaydı Belözoğlu'nun, Erol Bulut'a oynattırırdı aynı oyunu. Tek bir seçenekte Samandıra'da huzur olur: Okan Buruk. İnter'e bile birlikte transfer olan, birbirleri için yaşayan bu ikili, başarı rotasında da kavga etmezler. Eski dostlar, paylaşmayı bilirler.
KONGRE ZEMİNİ KAYGAN
FENERBAHÇE kongresinde henüz Ali Koç'a rakip çıkmadı, çıkmayacak da. Adı geçenlerle konuştuğumuzda "Yok" diyorlar. Genç Başkan maddi olarak da çok önemli fedakârlıklar yaptı ve camia ona şampiyonluk keyfini yaşaması fırsatını verdi.
Büyük kulüpler tek aday ile seçime gitmemeli. "Senden daha iyi yaparım" diyen başkaları olmalı, kaybedeceğini bilse bile kendini ifade etmeli. Bunu isterdim. Rakip olmak, düşman olmak değildir. Bu havanın yaşanması da gerekirdi. Şimdi, "konuşmalar" bölümü için herkes "kelimelerini" keskinleştiriyor. Seçimin bir gün öncesi Ali Koç için hiç kolay geçmeyecek.