Bir şeyleri değiştirmesi gerektiğini bilerek takımını tasarlamış Aykut Kocaman... Bursa ve Akhisar maçlarında güvendiği ama verimsiz kalan öndeki dörtlüye Alper-Fernandao değişikliği ile hamle yaptı.
Çift santrforlu oyuna dönmesinin dışında, takım modelinde de radikal davrandı. Dörtlü savunma, önünde iki ön libero, forvetin arkasında da Aatif-Giuliano ikilisi... 4-2-2-2 diyebileceğimiz diziliş, beş gol üretti.
Gole ihtiyaçları olduğunu bilerek ama bunun için acele etmeden oynamak da istediler. Top rakibe geçtiğinde takım konsantrasyonunu, başka bir deyişle taktik disiplini sonuna kadar hissediyordunuz. Rakibe önem verip, baskı ile sürpriz top kapıp, iki bekini de aut çizgisine kadar indirip gelmeye çalıştılar.
Attıkları goller kadar kaçırdıkları bir doksan dakika yaşıyorduk. 65'teki müdahale ile artık ayaklarını sürümeye başlayan iki forvetini de kulübeye alarak, klasik dizilişine ve düzenine geri döndü Aykut Hoca. Artık fizik olarak geriye giden Karabük takımını, fizik gücü ile de rahatsız etmenin peşine düştü. Üst üste geldi pozisyonlar ve bunları değerlendiremeyenler. İroni yapmak gerekirse, sezon boyunca yaşamadıklarını tek maça sığdıran, karşısında kaleciyi gördüğünde ayakları dolaşanlar vardı sanki. Attıkları gollerden sonra sevinçleri abartmadan, tribünlere ve meslektaşlarına gösterdikleri saygının da altını çizelim elbette.
Aatif, Fernandao ve Dirar; jeneriklik gollerin sahibi oldular. Kolay da şaşırtıp, zor olanda alkış tutturan, birbirini inkar eden müthiş performanslar. Nereden yorum yapacaksınız ki.
Son haftaya en fazla gol atan takım olarak girdiler. "Defans oynatıyor" diye şikayet edilen Aykut Kocaman, "ben başka yerden bakıyorum" tespitini yaparak, Valbuena üstünden sistem yorumu yapanların elini de tek tek sıkmış oldu.
Şimdi final haftası... İzmir'de söylenecek son söz var. Üçlü averajda şampiyon olacak Başakşehir var. "Ben işimi yaparım, gerisine bakarım" diyen Fenerbahçe de var. Bu sezonun kıymetini bilelim.