Sanki tehlikeyi hissetmişçesine Fenerbahçe yönetimi taraftarını karşılaşmaya çağırıyordu. Üç puan kazanmak sadece liderliği getirmeyecek, aynı zamanda kaderlerini kendi ellerine alma fırsatını da yaratacaktı.
Bu baskılara alışık bir takım olması gerekirken Fenerbahçe kadrosu, Bursaspor'un hareketli, temaslı ve istekli oyunu ile karşılaştı. Çare üretemez hale geldiler. Orta saha baskısını pas ile aşamıyorlardı. Bireysel hamleleri çok adamlı kademelerle karşıladı Şenol Hoca. Sonra ayağa hızlı ve isabetli paslarla rakip ceza alanına yüklendi. Hep hızlı ve rakipten çok geldiler. Tehdit yaratan takım, misafir olandı.
İsmail Kartal'ın ikinci yarıya Caner'i öne atarak başlaması, doğru bir analizdi. Emenike'yi etkisiz hale getirmişlerdi. Kulübesinde "hamle" oyuncusu yoktu. Caner'i öne atarak; rakibin de kafasını karıştırdı. Hasan Ali kararı, durum 0-0 iken çizgiden çıkardığı topu da düşünürsek, aslında kaderin davetiydi. Öne çıkan Caner'in golü getiren ortanın sahibi olması da, "Bir" şeyin, aslında "çok şeyi" değiştirebileceğini de gösterdi.
Aralık ayında yakaladığı tempo ve oyun istikrarı ile puan kaybettiği maçlarda bile hep "üstün" olan F.Bahçe, dönüm maçında Bursaspor'un hamlelerine cevap veremez hale geliyordu. Dişe diş ve güçlünün ayakta kalacağı tempolu oyuna şahitlik ediyorduk. Harun Tekin'in uzaklaştıramadığını topu Webo gole çevirirken, benzer pozisyonda Volkan'ın kısa darbesini Serdar Aziz auta attı. Her hatanın, her yanlış kararın, iki takım için de bir anda gol pozisyonuna dönüşmesi sürpriz değildi. Fenerbahçe kendisini lider yapan golü bulduktan sonra, üst üste defansif hamleler yaptı. Puan farkıyla zirveye oturdular. Rakiplerinin birbirleriyle maçları var. 4. yıldızın çevresinde bir sinerji oluşturuyorlar. Artık taraftarın da inandığı, arkasında durduğu bir ekip var.
Bu garip ve keyifli sezonun ağabeyi, mahallede artık...
En yüksek not 7
Pierre Webo
En düşük not 4
Emenike