Süper Ligin tüm istatistiklerinde birinci sırayı alan takım olmak, 41 puanı ve 8 puanlık farkı açıklamaya yeter aslında. Ama her şey bir tarafa iki Türk hocasıyla, Türk Futbolu'na yeni bir pencere açıyor ve yol gösteriyor Fenerbahçe... Aykut Kocaman ile antrenör takımı ve koşu mesafesi kavramı ile tanıştı futbol kamuoyu... Oyuncu performansı üstünden yürümeye alışmış, kolaylığı seçmiş bir zümrenin, "çalışmak" üstüne kafa yorması zaman aldı. Aykut Hoca, bunu hem öğretti, hem ispat etti.
KOŞMAK HEM DE DAHA HIZLI KOŞMAK
Saha başarılarını bir soyunma odası konuşmasına indirgemeyi yeğleyen değerlendirme grubu, bu kez yürümeyi öğrendi. Evet; sahada koşmak, hem de çok koşmak, aynı zamanda da hızlı koşmak gerekiyordu. Kocaman, "Eğer büyümek istiyorsak, Avrupa ile baş etmek istiyorsak, bir istikrar yakalamanın peşindeysek koşmak zorundayız" diyerek oyuncularını da ikna etti, yakaladığı performansla bir çalımın hayranlığını taraftarlığa indirgeyenleri de.
10 NUMARA ARAYAN DUYDU NUZMU?
Kocaman, "Ben sana kimlerden bahsediyorum, para var diyorum; sen gidip hala Holmen'i alıyorsun" diyen başkanına anlatamadı bir tek bunları. "Sıkıldım" diyerek odayı terk etti ama aynı başkan, bu geleneği en iyi yürütecek hocayı seçmeyi başardı; Ersun Yanal... Yanal, ilk yarıyı değerlendiren konuşmasında, vizyonu geliştiren fikirlerini ve sonuçlarını da anlattı. Tümer Metin, yıldız istisnası konusunda taviz istedi ama alamadı. Yanal, "Yetenekli oyunculara elbette inanıyoruz ama koşacaklar" diyerek keskin konuştu. Moussa Sow'un gelişimini anlattı. Kilo vermesini, sahadaki çalışkanlığını ve fedakarlığını arttırmasını örnekledi. Alex, Kocaman bunu istediğinde kabul etmemişti değişimi. Moussa ise ikna oldu ve çalıştı... Eğer gelişmek ve daha iyi olmak gerekiyorsa, yeteneğinizi kuvvet ve dayanıklılık ile donatmak zorundasınız. Yapmazsanız sadece "yetenekli" olarak anılırsınız, iyi futbolcu olarak da kalırsınız. Asla, büyük oyuncu olamazsınız. İki Türk teknik adamla, benzer prensiplerle elde edilen bu performanslar, ligin diğer ekiplerini yönetenleri de rahatlatacak. Oyuncularına örnek gösterebilecekleri bir deneyim var çünkü. Taraftar ve yöneticiler de sabırlı olmayı ve emeği değerlendirmeyi bilecekler. Hatta biliyorlar sanki... Hiç "10 numara arayan" takım duydunuz mu? Transfer mevsiminin göbeğindeyiz ama reçetede "kurtarıcı" yazmıyor.