İlk yarı bittiğinde F.Bahçe'nin "oynamayanlarının" çok konsantre ve istekli halini konuşurken, bir haber geldi; "UEFA bir maç daha saha kapatma cezası verdi." Muhakkak bu haber F.Bahçe soyunma odasına da ulaşıp, tüm takımın konusunu değiştirdi. Birkaç taraftar müsveddesinin, kendi reklamlarını video sitelerinde yapmak adına yarattıkları görüntü, takımlarının bir ayağını sakat bıraktı.
Öte yanda UEFA'nın bu kadar keskin karar alması anlaşılamaz. Boş tribünlerden olay çıkarma gayreti mi yoksa bu raporlar. Kulüp verdiği savunmada, kendi mesuliyet alanının dışından işaret fişeklerinin atıldığını ispatlıyor. 15 milyonluk koca kentte her santimin sorumluluğunu alacak durumları da yok. Yine de, seyircisiz cezası... Rakibe, hakeme, seyirciye bir şey yapılmamış. Irkçı tezahüratlar yok. Yine de böyle bir kararı verebiliyorlarsa, gerçekten durum daha vahim. Tahkim Kurulu'na yapılacak itiraz çok önemli. Bu cezanın kalkması için herkes seferber olmalı ve tüm gücünü kullanmalı. Avrupa Ligi'nde final yolunu gözüne kestiren bir takım, bu kadar basit adamların yaptıklarıyla engellenmemeli.
Maça dönersek, "Aykut Kocaman niye takımda oynatmıyor?" diye merak edilen oyuncular, bu endişeleri giderdiler. Futbol oynamayı unutmuşlar. İkinci yarıdaki 1461 fırtınası ise izlenmeye değerdi. Takım halinde inanarak, isteyerek ve her şeyden önemlisi "bilerek" oynadılar ve farkı da kaçırdılar. Ve Mehmet Topal ve Serdar Kesimal... Bu görüntüleriyle, tandemin bir daha yakınından geçeceklerini sanmıyorum.