Adana Demirspor karşısındaki bu skorun tarifi mağlubiyet değil, hezimettir. Asıl sıkıntı da Beşiktaşlı oyuncularda sahadaki kabullenmişlik duygusuydu. Yediği goller sonrası oyuna isyan etmeyen Beşiktaş, ortaya koyması gereken reaksiyonu sahaya yansıtamadı. Futbolcular, 'Nasıl bu hale geldik?' diye düşünmüşlerdir. Aslında cevabı çok basit; futbol yüzde yüz konsantrasyonla oynanan bir oyun, yüzde 99 yetmez! Bunu ortaya koymadığınızda, bir de skor olarak geriye düştüğünüzde bu acı tablolarla karşılaşırsınız. Beşiktaş'ın ciddi bir tempo sorunu var. Çabuk oynamakta zorlanıyor, hücum bölgesinde çoğalamıyor. Yalnızca formda bir Aboubakar üzerinden skor beklentisi içinde olmak, Beşiktaş'ı bu sıkıntılı noktaya getirdi. Ghezzal, kendi oyununun çok altında, keza Cenk Tosun'un da zamana ihtiyacı var. Gedson'un yokluğunda orta alan olması gereken hızın çok gerisindeydi. Kaleci Mert'in ilk 2 golde yaptığı hataları anlamak zor. Bu bir takım oyunu, her türlü mücadeleyi beraber vermek gerekiyor. Beşiktaş'ın zihinsel takım bütünlüğü maalesef Adana'da çöktü. Ne oyuna başlayan ne de sonradan oyuna girenler, olması gereken oyun kalitesinin yanına yaklaşamadılar. Bu kadar eksiği olan Adana Demirspor'a karşı alınan ağır yenilgi, Beşiktaş açısından çok büyük hayal kırıklığı oldu. Bu sezonda üst üste iki deplasmanda farklı kaybetmek, beraberinde daha derin travmaları da getirir.