Ümraniyespor gibi ligin zayıf takımlarıyla oynarken, oynamak kolay gibi gözükse de bunun böyle olmadığını dün akşam bir kez daha gördük. Bu tip takımları çok ciddiye almak, konsantre olmak gerekir. Bu tür rakipler boşluk kaldırmaz. Ciddiye almadığınızda sizi bozabilirler. Dün akşam Fenerbahçe'nin ciddiye almadığını söylemiyorum ama bütün oyuncuların tam konsantrasyon içerisinde olduğunu da söyleyemiyorum. Ligin ilk yarısındaki maç Fenerbahçe'nin en zor sınavlarından birisi olmuştu. Ümraniyespor o maçta hem 3 gol bulup hem de bir puanı cebine koyup evine dönmüştü. Dün akşam da bundan çok farklı olmadı. Bu tür maçlar öncesinde teknik adamların çok dikkatli olması lazım. Oyuncuları ve takımı boşa düşürmemek çok önemli. Yani Jesus'un yapmış olduğu, bu statta maç oynanmamalı gibi açıklamalar çok doğru değildi. Bu tür söylemler, oyuncular tarafından karşılık bulduğunda oyun zora girebilir. Oyuncu motivasyonu bu bahanenin arkasında yer bulabilir. Dün akşam Fenerbahçe adına çok zor bir müsabaka oldu. Maçın tamamını oynamaya çalışan, deneyen, zorlayan Fenerbahçe oldu. Ama bir türlü oyunu koparacak golleri bulamadılar. Jesus'un ikinci yarıda Emre ve Serdar ilavesi ile tamamen ofansif bir oyuna dönmesi Fenerbahçe'ye ağır bir fatura olarak dönebilirdi. Gol bulmaya çalışırken forvete yaptığı takviyelerin boşalttığı orta alanlar, Fenerbahçe'nin kalesine pozisyon olarak döndü. Elbette maçın bitiminde Fenerbahçe kazandığı bir maç sonunda mutlu olarak dönüyor ama 3 puanın sevinci kadar bu müsabakanın içerisinde yaşadığı endişeleri de cebine koyarak evine dönüyor.