Emrecan atılana kadar, rüya gibi bir başlangıç oldu. 31 dakikada atılan 3 gol, rüyayı gerçek hale getirdi. Geçen haftanın deplasmanda 4 gol atan ekibine karşılık bu golleri bulabilmek önemli bir işti. Bu, Beşiktaş'ın maça ne kadar motive olduğunu göstermesi açısından önemli. Hiç şüpheye yer bırakmadan rakibine de nefes alma şansı vermeden kazanma isteğini net gösterdi. Fakat Emrecan'ın atılmasından sonra doğal olarak maç zorlaştı. Skor ne olursa olsun eksik kalmak oyunu her zaman zorlar. Buna bir de Alanya'nın iklimsel sıcağını da eklediğimizde 70 dakika bunu devam ettirmek kolay değil. Ama Beşiktaş kalesinde goller görse de savunma adına önemli bir direniş göstermeye çalıştı. Burada da hem savunma anlayışı hem de oyun tercihi değişmek durumunda kaldı. Valerien İsmael'in N'Koudou ve Ghezzal ile Salih'i oyundan alıp topa sahip olarak takım savunması yapmak yerine daha çok Necip-Montero-Boyd ile birlikte dar alanda blok savunma tercihini gördük. Bu tercihler de bu mücadelede eksik kalınan bir maçta skoru ancak belli bir noktada tutabilmeye yetti. Deplasmanda atılan 3 golden sonra kazanamamak elbette üzücü ama maçın tamamına yakın bölümünü eksik oynayıp 1 puanı cebine koyup gelmek de işin teselli tarafında fena sayılmaz.