Hedef baskısı kaybolunca futbolda çözülme hızlanıyor. Beşiktaş'ın, bu kulvarda ilk maçlardaki oyununu ve performansını dün akşamki Sporting karşısındaki oyunuyla mukayese ettiğimizde büyük uçurum var. Elbette Batshuayi ve Pjanic'in olmaması, Alex'in form grafiğinin henüz kadroya katkı sağlayamaması, durumu olumsuz etkiliyor. Sahada olan Ghezzal ile Atiba'nın da henüz istenilen seviyelere gelememiş olması Beşiktaş adına işleri bozmuş görünüyor.
Şampiyonlar Ligi önemli bir hedef, bütün takımlar ve oyuncular burada boy göstermek istiyor. Bu yüzden mücadele gücü çok yüksek oluyor. Fakat dün akşamki görüntü bu mücadelelerden çok uzaktaydı. Hem skor olarak hem de oyun olarak Beşiktaş çok erken teslim oldu. Buna bir de Rıdvan'ın ilk iki goldeki bireysel hataları eklenince oyun tamamen Beşiktaş'ın inisiyatifinden çıktı. Oyuncuların erken havlu attığı bu tür maçlarda söylenecek çok bir şey de kalmıyor. Ne sisteme bakabiliyorsunuz ne taktiğe ne de takım oyununa. Belli bir noktadan sonra maç oyuncular tarafından 'bitse de gitsek' noktasına geliyor. Beşiktaş açısından bu maçı tek maç olarak da değerlendirmek daha sağlıklı ama futbol gibi devamlılık arz eden bir oyunda bu kolay değil. Şampiyonlar Ligi'nin, Süper Lig'e de etkilerini gördük. Hem moral kaybı olarak gördük hem eksilen oyun coşkusu olarak gördük. Hem de düşen bireysel performanslarda gördük. Ama buna bir nokta konması gerekiyor. Bir şekilde ligi ve Şampiyonlar Ligi performanslarını farklı hale getirmek önemli. Çünkü bu girdap beraberinde lige de yansıyabilecek bir başarısızlık sürecini getirebilir. O yüzden oyuncuların ve teknik heyetin bu konuda çok dikkatli olması önemli.