Geriden gelip zirveyi yakalama mücadelesi yapmak kolay değil. Baskıya rağmen Fenerbahçe, maça etkili başladı. Gökhan atılana kadar da bütün oyunu kontrol etti, istediği gibi de oynadı.
Bu tür kredisi olmayan maçlarda bireysel hatalara yer yok. Gökhan'ın önce topu kaptırarak yaptığı hata ve sonrasında bunu telafi etme adına rakibini düşürüp kırmızı kartla oyundan atılması Fenerbahçe adına dün akşamın kırılma noktası oldu. Buna rağmen oyunun 60. dakikasına kadar Fenerbahçe, rakip sahada oynama ısrarından vazgeçmedi. Eksik olmasına rağmen iyi de oynadı. Fakat beklendiği gibi 60. dakikadan sonra eksik kalmanın verdiği zafiyet oyunu Alanyaspor'a çevirdi. Skor olarak değil ama topa sahip olma açısından Alanyaspor, bu avantajı kullandı. Gole de çok yaklaştı. Direkten dönen 3 top Alanyaspor adına üzücü ama Fenerbahçe adına bir o kadar sevindirici oldu. Dün akşamın Fenerbahçe açısından pozitif tarafı, teslim olmayan, maçın son dakikasına kadar mücadelesine devam eden ve her şeye rağmen kazanma ümidini kaybetmeyen bir takım görüntüsü vermesiydi. Ümitleri bir ileriye taşımak açısından elbette 1 puan çok şey vadetmiyor gibi görünebilir ama hâlâ bir şekilde matematiksel olarak bu beraberlik Fenerbahçe'yi bu yarışın içinde tuttu.
Oyunu zorlayan, her şeyini sahaya yansıtan birçok oyuncu gördük. Pelkas'ın, Valencia'nın, Sosa'nın, Caner'in kazanma adına gayretleri, Szalai ve Serdar'ın savunmadaki cansiperane direnişleri takdiri hak etti. Ligin son haftalarında olmasa alkışlanacak bir performansın final noktasında bir puanla bitirilmesinin üzüntüsü dün akşamın bir diğer fotoğrafıydı.