İki hocanın da kadro tercihlerine baktığımızda orta alan oyuncu seçimleri, maçın nasıl geçeceğini özetliyor. Kırmızı karta kadar olan bölüm oyun ve tempo olarak bizi yanıltmadı. Beşiktaş, Josef-Atiba ve Oğuzhan'la hakim olabilecek baskın taraf olarak oyunu biraz daha fazla domine etti. Galatasaray'ın Emre'nin yerine Etebo tercihi, Belhanda ve Taylan'la Beşiktaş'ın tercihlerine önlem olarak oluşturulmuştu. Fatih hoca, Beşiktaş'ın özellikle orta alandan atağa çabuk çıkışlarda, Aboubakar, Larin ve Ghezzal'ı durdurma adına topa her sahip olduğunda oyun temposunu daha durağana çekmeye çalıştı. Bu da oyunu iki takım adına da vasatın üzerine çıkarmadı. Pozisyonlar anlamında Diagne'nin atılmasına kadar kısır bir maç izledik. Galatasaray eksik kalınca doğal olarak işin rengi değişti. Oyun daha fazla Beşiktaş'ın üstünlüğüne geçerken, doğal olarak daha fazla pozisyon izledik.
Beşiktaş'ın maç içinde en etkili silahı Aboubakar'ın çok sahne alamamasındaki etken, Fatih hocanın savunmadaki Luyindama tercihini yapmasıydı. Luyindama, Aboubakar markajında başarılıydı ama sonra yaptığı iki bireysel hata skoru belirledi. Aslında Fatih hocanın işin savunma yönünde düşündüğü Luyindama ve Etebo, Galatasaray adına öne çıkan isimlerdi. İşlerini iyi yaptılar ama ofansif anlamda Galatasaray'ın işi kontrol altında tutma düşüncesi onlar adına pozisyon zenginliği yaratmasa da Beşiktaş'a da çok fazla pozisyon vermediler.
Rakibinin 10 kişi kalmasından sonra Beşiktaş'ın ciddi bir baskısı vardı. 30 dakikalık sürede golü bulmalıydı ve buldu da... Larin, N'Koudou, Atiba, Mensah, Ghezzal gibi skoru değiştirecek oyuncular varken işi değiştiren Josef de Souza oldu. Josef kilidi açtı, N'Koudou skoru ilan etti. Maçın başından itibaren savunmayı değil, kazanmayı düşünen taraf olarak Beşiktaş bunun karşılığını aldı.