Yıllardır, 'halkın çoğunluğunun seçtiği bir lidere hakaret etmek, ona düşmanlık beslemek siyasi rekabet veya muhalefet yapmak değildir' diye yazıyorum. Çünkü millet, kendi seçtiği bir insana karşı yapılan hakareti ve aşağılamayı kendine yapılmış gibi görüyor ve iradesine daha çok sahip çıkıyor.
Muhalefet partileri, her seçimde ve referandumda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedefe koyarak yürüttüğü kampanyaların ters teptiğini gördü. İlk günlerde referandumda "evet" diyenleri "ihanetle" suçlayan Kılıçdaroğlu ve CHP, reklamcıların tavsiyesi ile şimdilik asıl hedeflerinin Erdoğan ve millet olduğunu gizleyerek sinsice bir 'takiyye' ile yola devam ediyor.
***
Kılıçdaroğlu "80 milyonun iradesinden yanayız. Bir kişiye koskoca Türkiye Cumhuriyeti teslim edilir mi?" diyor. E işte o irade yani millet seçecek Cumhurbaşkanını, o zaman "İlla ki darbeci Kenan Evren'in anayasası ile yönetilelim" ne demek?
Öyleyse CHP tam da kendilerinin dediği gibi halkın seçeceği bir insanın ülkeyi yönetecek olmasına niçin karşı çıkıyor? Çünkü CHP senelerdir, yüzde 20'ler civarında oy aldığı halde iktidara ortaktı. Bu iktidarını kimi zaman koalisyon ortağı olarak sürdürürdü.
Bazen darbecilerle korkutarak silahlı bürokrasinin arkasına sığınarak halkın seçtiklerini hizaya getirirdi. Bazen de vesayetin diğer ayağı olan 'Yargı'ya koşarak ya istemediği partiyi kapattırır ya da hükümetin çıkardığı ancak CHP'nin istemediği kararları iptal ettirirdi.
Eskiden CHP, 'yargı' eliyle, başörtüsü özgürlüğünü getirecek yasayı veya eşi başörtülü bir cumhurbaşkanının seçilmesini rahatça engellerdi. Ancak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde millet kimi seçerse o iktidarda olacak.
Bu yüzden halk seçmediği halde iktidarların gizli veya açık ortağı olan CHP bu iktidarını kaybetmek istemiyor. Düşünsenize 15 yıldır iktidarda olan AK Parti, kendi tabanının öncelikli sorunlarından olan "Başörtüsü" meselesini dahi yeni çözebildi. Çözdürmediler çünkü…
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan 2002'den bu yana sayısız darbe ve siyasi suikastlar atlattı.
AK Parti kapatılmak istendi. 367 kararı ile Cumhurbaşkanı seçmesi engellendi. Gezi kalkışması ile "Soros devrimi" yaptırılarak indirilmek istendi. 17-25 Aralık'ta sözde yolsuzluk kılıfı ile FETÖ'nün emniyet-yargı darbesi girişimine maruz kaldı. Ve nihayetinde 15 Temmuz'da ipi dışarıda FETÖ'cü hainlerin alçak darbe girişimine maruz kaldı. Milletçe, 250 insanımızı şehit vererek hain darbeyi önledik.
***
Muhalefetin ısrarla "Rejim değişiyor, "Kuvvetler ayrımı bitiyor" gibi argümanlarla milletin kafasını karıştırmaya çalıştığını ve dürüst davranmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu oyunu deşifre ederek, "Her şey ortada. Anayasa değişikliği toplam 18 maddeden oluşuyor. Tüm vatandaşlarımdan ricam bu 18 maddeyi ellerine alıp teker teker okumalarıdır. Cumhurbaşkanı, Meclis ve yargı denetimine tabidir. Muhalefetin ifade ettiği hususlarla, hakikatlerin ne kadar farklı olduğu ortaya çıkacaktır" dedi.
CHP, yalanlarla veya 'takiyyelerle' halkın gözünü boyayacağına inanıyorsa büyük yanılgı içinde. "Millet maddeleri bilmiyormuş!" Hadi oradan, millet her şeyin farkında…