Türkiye'de tarım ve gıda teknolojisi girişimleri ile yatırımcıları Ventures60 etkinliğinde buluştu. Tarım ürünlerinin doğal koruma yöntemleriyle tüketiciye ulaşmasını sağlayan Nanomik girişiminin yanı sıra tarımda zararlıların tespiti ve mahsül tahminini akıllı algoritmalarla yapan Agrovisio girişimi sağlıklı ve sürdürülebilir gıda tedariğine yönelik çözümleriyle dikkat çekti.
Evde yemek işini çözmekte zorlanan çalışan insanlara hizmet veren Pişir.com, akıllı içecek üretimiyle dikkat çeken Limkon Gıda ve gıda israfı konusunda çözüm üreten Foodback platformu Ventures60 etkinliğinde bir araya geldi.
İLAÇ DEĞİL ZEHİR
Nanomik girişimi, tarım zehirlerinin yarattığı korkunç etkinin ortadan kaldırılmasında doğal bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Sonuçta insan sağlığı açısından baktığımızda tarım zehirlerinin kullanılmasına devam edilmesi toplum sağlığını olumsuz yönde etkiliyor. "Tarım ilacı" kelimesi kullanılan şeyi masum gösterdiği için "Tarım Zehiri" kelimesini kullanıyorum. Agrovisio girişimi de tarım ürünlerinin ölçeklenebilir üretimini doğru tahmin ederek spekülatörlerin önünü kesmek için ne kadar değerli olduğunu ortaya koyuyor. Böyle teknoloji girişimlerin sağlıklı ve sürdürülebilir tarımsal üretime katkısı dikkat çekerken, özellikle büyüme aşamasında yatırımcıların ilgisinin artması da büyük önem taşıyor. Türkiye'den tarım ve gıda teknolojisi alanında milyar dolarlık girişim neden çıkmasın?
ETKİ YARATAN GİRİŞİM
Agrovisio girişiminin yatırımcıları arasında yer alan StartupWiseGuys Kurucu Ortağı Günce Önür, Türkiye'den 13 girişimin portföylerinde olduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti: "Biz Türkiye'de kurumdan kuruma yazılım hizmetleri konusuna odaklanan bir yatırım fonuyuz. Pandemi sonrası etki yaratacak girişimlere de odaklandık. Bu noktada kurucularının yetenekleri ve projeleriyle Agrovisio dikkatimizi çekti. Onlar da bizi yatırımcı kabul ettikleri için teşekkür ediyoruz. Onların yurtdışında büyüme istekleri ve sahip oldukları uzmanlıktan çok etkilendik. Sahip olduğumuz ilişki ağını kullanarak yurtdışında büyümelerine katkı sağlayacağımızı düşünüyoruz. Gıda ve tarım teknolojileri konusunda girişimlere yatırım yapma arzumuz daha çok arttı. Biz daha fazla tarım ve gıda teknolojisi girişimine yatırım yapmak istiyoruz."
ZEHİRSİZ GIDA İÇİN TARLADAN RAFA NANOMİK
Bitkilerin doğal koruma yönetiminin Nanomik'in kuruluşunda önemli bir ilham kaynağı olduğunu söyleyen Nanomik kurucu ortağı Buse Berber Örçen, geliştirdikleri çözümün detaylarını şöyle anlattı: "Tarımda kullanılan kimyasal malzemeler yerine doğal koruma çözümleri geliştiriyoruz. Tarım Bakanlığı daha bu yıl 200'e yakın pestisit dediğimiz kimyasal ürünün kullanımını yasakladı. Bu hem insan sağlığı hem de tarımsal ürünlerin ihracı için önem taşıyor. Hükümetler bu tarım kimyasallarının kullanımlarını hızla yasaklamaya başladı. Tarımda kullanılan kimyasallar kadar, ulaşılabilir fiyata ve sağlıklı gıdaya erişim için en doğal çözümü elde etmeye çaba harcadık. Bitkilerin kendilerini korumak için kullandıkları çözümü küf oluşmasını engellemek için kullanıyoruz. Avrupa Birliği'ne satış yapmak isteyen tüm tarım kuruluşları pestisit kullanımını sıfırlamak zorunda. Biz bunun her tarım işletmesi için temel kriter olacağına inanıyoruz. Üstelik biz bunu sadece çiftçi değil, market, restoran ve evlerde kullanılacak bir çözüme dönüştürdük. Şu anda Getir Büyük'lerde satılıyor. Zehirsiz doğal gıda için tarladan rafa kadar Nanomik ürünleri kullanılabiliyor."
MİLYONLARCA HEKTAR TARLANIN AKILLI GÖZÜ
Emre Tunalı, Caner Çalık ve Sinan Öz tarafından 2018 yılında kurulan Agrovisio girişimi akıllı tarım çözümüyle dikkat çekti. Uydu görüntüleriyle tarlaların akıllı gözü haline gelen Agrovisio girişiminin hikayesini kurucu ortağı Emre Tunalı şöyle anlattı: "3 kurucu arkadaşız. Bir arkadaşımızın bir çiftçinin tarlasından başlayan yolculuğu Türkiye, İtalya ve İngiltere'de 40 milyon hektara taşıdık. Tarlada bitki sağlığı ne durumda, bitki büyümesini tamamladı mı, sulama ihtiyacı devam ediyor mu, gibi onlarca yüzlerce soruya yanıt alabilecekleri bir platform yaratıyoruz. Biz yıllık abonelikle hizmet veriyoruz. Çok geniş alanlarda üretim yapıldığı zaman bazı olumsuz gelişmeler üreticinin gözünden kaçabiliyor. Bu da önemli üretim kaybına sebep oluyor. Yıllık hasat tahmini, ürünün ne kadarı hasat edildiği, yıllara göre hasat rakamları konusunda detaylı tahminler yayınlıyoruz. Böylece spekülasyonların önüne geçiyoruz. Biz tüm verileri Tarım Bakanlığı ve çeşitli çiftçi birlikleri ile paylaşıyoruz. Noktada verinin şeffaflaşmasının çok önemli olduğunu düşünüyoruz."
SOSYAL GİRİŞIMLER GIDA ÇÖZÜMÜYLE KARŞIMIZDA
Impact Hub İstanbul kurucu ortağı Ayşe Sabuncuoğlu sosyal inovasyon platformu olduklarının altını çizerek sözlerine şöyle devam etti: "Etki yaratma potansiyeli olan girişimler zihni sinir projeler gibi fikirlerini hayata geçiremeden ortada kalıyorlar. Biz devlet, kamu kurumları ve şirketlerle birlikte oluşturulan programlarla girişimcilere destek oluyoruz. Bu programlardan biri de EWA. Daha iyi bir tarım ve gıda sektörü için çalışan kadın girişimcileri de Empowering Women in Agrifood (EWA) Programı'na davet ettik. Yaratılacak etkinin kalıcı hale gelmesi, daha çok etki yaratabilmek için sağlıklı veriye ihtiyacımız var. Ayrıca yeni programlar oluşturacağımız kurumları da bekliyoruz."
PİŞİR, EVDE YEMEK İŞİNİ KOLAYLAŞTIRDI
Evde yemek pişirme operasyonunu kolaylaştırdıklarını ifade eden Pişir girişiminin kurucu ortağı Arda Galin, "Kendi restoranlarımızdan ve kahve mağazalarımızdan oluşan toplam 19 şubede gerçekleştirdiğimiz restoranların işlerini kolaylaştırmak için kullandığımız çözümleri önce diğer restoranlara taşımak istedik. Tuzluk bile kullanmadan restoranlardaki iş süreçlerini kolaylaştırmak için geliştirdiğimiz çözümleri pandemiyle birlikte evlere taşımaya karar verdik. İnsanlar evlerinde yemek pişirmek için günde 1 saati sadece hazırlık kısmına harcıyor. Bir kişi ortalama 7-8 yemeği iyi yapabiliyor. Biz şu anda deneyimli şeflerimizin tarifleriyle 102 yemeği uygulamamıza yükledik. Hedefimiz bin 500 yemeği listelemek. Sonuçta insanlar gıda harcamalarının yüzde 70'ini evde yemek yapmak için tüketiyor. Biz şu anda İstanbul'da bazı noktalarında 1 saat içinde, şehrin tamamına 1 gün sonra teslimat yapabiliyoruz. Şimdi bunu diğer şehirlere taşımak istiyoruz. Bunun için depolar oluşturuyoruz. Hedefimiz insanların yemek malzemesinden ve zamandan tasarruf etmesini sağlamak" dedi.
60 BİN KİŞİLİK İŞGÜCÜ 13O BİN DEKAR TARİM
50 yıl sonra dünyanın her yerinde rekabet edebilecek sürdürülebilir bir marka yaratmayı hedeflediklerini belirten Limkon CEO'su İlker Güney, projeyi paylaşan paydaşların önemine dikkat çekerek şöyle konuştu: "Kıt kaynakları yönetmek için teknolojiye ihtiyacımız var. Tarım sektöründe teknolojik dönüşüm zaman alıyor. Aklımız gözümüzde. İnsanlara gözle görülür iyi örnekler sunduğunuz anda insanlar size inanarak yatırım yapıyor. Çarkların dönmesi zaman alıyor. Biz marka yaratmaya odaklandık. Tarım sektörünün oyuncuları sayıları çok az. Ancak burada ekosistemi oluşturan her oyuncunun işini küresel kalitede yapması yani ekosistemin sahip olduğu yetenekler çok önemli. Yatırımların değeri artık bu ekosistemin oyuncularıyla doğru orantılı artıyor. Size bir örnek vermek istiyorum. 5 yılda marka ürünler satma stratejisine döndük. Zengen diye bir bölge var. Binlerce yıldır boş kalan arazi. Konya Ereğli bölgesinde su olmayan 2 bin dekar su olmayan bir arazide domates üretimine girdik. Alıcısı hazırdı Japonya'da vardı. Toprak yatırımını paylaştık. Şimdi bu bölge kırsal kalkınma projesine dönüştü. 60 bin işgücü yatırımı yaratıldı. Ekim yapılan arazi 130 bin dekara çıktı. Şimdi küresel markalar burada fabrikalar kurmaya, salça üretimi yapmaya başladı."