Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TİMUR SIRT

İkinci dalgaya karşı teknoloji takibi geldi

Pandemi sonrası pekçok ülke önlemleri gevşetirken, temas takibi yapan uygulamaların kullanılmasını sağlayarak ikinci dalgaya karşı önlem alıyor. Türkiye’de de Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı “Hayat Eve Sığar” uygulaması üzerinden seyahat başvuruları yapılacak

Pandemi sonrası Avrupa'da alınan önlemler gevşetilirken temas takibi için daha çok teknoloji kullanılıyor. Özellikle seyahat edilirken alınan önlemler artırılıyor. Türkiye'de de Sağlık Bakanlığı tarafından kullanıma sunulan "Hayat Eve Sığar" mobil uygulaması üzerinden seyahat başvuruları yapılıyor. Böylece evden çıkanların yarattığı riskler takip altına alınıyor. Hastalığa yakalanan kişinin seyahat sırasında enfekte edebileceği insanlar kolayca tesbit edilebilecek. Ayrıca ortaya çıkacak riskler hızlıca analiz edilecek. Şehirlerarası yolculuklarda temas takibi pek çok riski ortadan kaldırırken, enfekte olan kişilerin tahminini kolaylaştıracak.

MAHREMİYETE DİKKAT EDİLİYOR
Akıllı telefonlarda kullanılan iki işletim sistemi Apple ve Google tarafından kontrol ediliyor. Mahremiyetin ikinci plana itilmeden uygulamaların kullanılması gerekiyor. İki şirket temas takip uygulamalarının kullanımı için geliştirdikleri, kişisel veri mahremiyetini odağına alan yazılımla takibi yapmaya çalışan ülkelere destek oluyor. İki dev şirkete 22 farklı ülkeden halk sağlığı kurumlarının sistemi test etmek için başvuruda bulunduklarını belirtiyor. Türkiue'de Mevcut uygulamaların iPhone'lardaki Bluetooth özelliğine erişim ve birbirlerini tespit etmekte yaşadıkları sıkıntılar için de çözüm bulmayı hedefliyor. Google Android ve Apple iOS sistemde yapılan değişikliklerden sonra kullanıcılarının cihazlarını güncellemeleri gerekecek.
Bilgi Teknoloji İletişim Kurumu liderliğinde Türk Telekom'un başını çektiği mobil operatörler de temas takibi için Sağlık Bakanlığı'na destek oluyor. Tüm dünyanın korkusu Pandemi'de ikinci dalga. Her ülke akıllı ses analizinden robotlara kadar pek çok teknoloji simülasyonlar yapmak, test sonuçlarını analiz etmek, aşı ve tedavi için kullanıyor. Kovid-19 sonrası hayatımızın bir anda normale dönemesini beklemiyoruz. Ancak normalleşmeye başlarken ikinci dalga herkesi korkutuyor. Bu yüzden pek çok ülke teknolojiyi kullanarak önlemler alıyor. Ses tanımadan temas alanı takibine, aşıdan tedavi için kullanılacak ilaçlara kadar pek çok konuda araştırmalar devam ediyor. Deloitte'nin yaptığı araştırmaya göre ABD'den Çin'e, Güney Kore'den Singapur'a kadar pek çok ülkede teknolojik önlemler alınıyor.

BİLİM İNSANLARI ÇALIŞIYOR
Harvard ve MIT araştırmacıları, Facebook ve Uber gibi teknoloji şirketlerinde çalışan yazılım mühendisleri tarafından geliştirilen "Güvenli Yollar Uygulaması", kullanıcıların nerede olduğunu gizliliklerini koruyacak şekilde paylaşmakta ve kullanıcıların kimliklerini açıklamadan koronavirüs taşıyan biriyle temas edip etmediklerini görmelerini sağlıyor. Test sonucu pozitif olan kullanıcı, konum verilerini yerel sağlık yetkilileriyle paylaşarak daha sonra herkese açık hale getirebiliyor. Carnegie Mellon Üniversitesi'nden araştırmacılar tarafından, kullanıcının sesini analiz ederek COVID-19'u tespit edebilen Yapay Zeka tabanlı COVID-19 Ses Dedektörü uygulaması geliştiriliyor. Uygulama kullanıcının nefes alışkanlıklarını ve diğer bazı parametreleri alarak virüsün bir kullanıcının akciğerlerine bulaşıp bulaşmadığını doğruluyor.

ROBOT POLİSLER GELİYOR
Guangzhou Gosuncn Robotics tarafından IoT, AI, bulut bilişim ve büyük veri teknolojileri entegre edilerek üretilen 5G devriye robotları, çevresel ve davranışsal algılama, dinamik karar verme, otonom hareket kontrolü ile vücut sıcaklığının temassız ve güvenilir bir şekilde ölçülmesini sağlayarak metro ve tren istasyonları, havaalanları ve alışveriş merkezleri gibi insan yoğunluğunun ve hareket kabiliyetinin yüksek olduğu noktalarda kullanılılıyor. Bu robotlar vatandaşlara ellerini yıkamaları gerektiğini hatırlatarak maske takmayan veya yüksek vücut sıcaklığına sahip birini keşfederse de yetkililere uyarı gönderme yetisine sahip.

AKILLI SES TARAMA TEKNOLOJİSİ
Çin'de Ping An, yapay zeka, bulut ve blockchain teknolojisi ile Kovid-19 salgın kontrolünü sağlamak ve yayılımı önlemek amacıyla akıllı ses tarama sistemi kullanılıyor. Aynı anda çalışan 3 bin adet AI robotu kapasitesine sahip olan 'Akıllı Ses Tarama Sistemi' 580 binden fazla tarama gerçekleştirmiş ve takip için bin 600'den fazla şüpheli vakayı başarıyla tespit etti. Çağrı merkezinde her bir operatör günlük maksimum 300 arama yapabilirken, her bir robot 500 otomatik arama yapıyor ve günlük toplam 1.5 milyon tarama gerçekleştirebiliyor. Aramalar sonucunda, vücut sıcaklığı ve semptomlar sınıflandırılarak ilgili kurumlara raporlama sağlanıyor.

***


KORONAVİRÜS SEKTÖRLERDE CHATBOT KULLANIMINI KATLADI!
Tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs salgını birçok sektör üzerinde kalıcı etkiler yaratıyor. Temassız teknolojilerin daha fazla tercih edildiği bu dönem müşteri ilişkileri yönetiminde de farklı bakış açılarının giderek yerleşmesini destekliyor. Yine uygulamaya alınan uzaktan çalışma ve eğitim modelleri de yeni yöntemlerin hızla benimsendiğini gösteriyor.
Bu noktada yapay zeka teknolojileri de giderek önemini pekiştiriyor ve özellikle diyalog bazlı çözümler şirketlere yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Maliyet tasarrufu sunan, müşteri deneyimini iyileştiren ve personelin daha karmaşık işlere adapte olabilmesini sağlayan chatbotlar Koronavirüs sürecinde ve sonrasında kritik bir önem taşıyor.
Türk Telekom'un dijital eğitim konusunda uzmanlaşan Sebit'i Milli Eğitim Bakanlığı altyapısının yenilenmesinde önemli rol oynadı. EBA'nın kısa sürede sağladığı etkin başarı uyumun hızla sağlanmasını kolaylaştırdı.

YAZILIM ROBOTU GÖREVDE
Yapay zeka alanında yetkin tecrübesiyle vatandaşlara Koronavirüs hakkında doğru bilgiler veren Koronabot'u ve Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği içinde dijital eğitim platformu EBA üzerinde kullanıma açılan EBA Asistan'ı hayata geçirerek bu kritik dönemde 2 büyük projeye imza atan CBOT; Koronavirüs pandemi sürecinde kritik sektörlerde diyalog bazlı yapay zeka çözümleri odağında yaşanan talep artışını değerlendirdi. CBOT yaptığı açıklamada yeni gelişmelere hızla adapte olan yapısıyla öne çıkan bankacılık sektöründe chatbot kullanım hacminin son iki ayda 5 kat arttığının, müşteri yönetiminin kritik önem taşıdığı e-ticaret tarafında ise 2 kat artış gözlemlendiğinin altını çiziyor. Yine CBOT'un teknolojisiyle güç verdiği EBAAsistan da bu dönemde Türkiye'ninyapay zeka ile en çok soru yanıtlayan chatbotu konumuna gelerek global çapta bir başarıya imza attı.

VERİMLİLİK ÖN PLANDA
"Bu olağanüstü dönem, şirketlerin hem operasyonel hem de hizmet modellerinde köklü ve kalıcı değişiklikler getirecektir" diyen CBOT kurucu ve CEO'su Mete Aktaş, "Yeni dönemde hizmetin aksamayacağı, dijital araçlar sayesinde aynı kalitede sürdürülebileceği ve verimliliğin ön plana çıkacağı bir dünya bizi bekliyor. Zaten başlamış olan büyük dijitalleşme dalgası hız kazanacak. Bugün bile gördük ki dijital altyapılarını sağlam şekilde kurmuş olan şirketler yeni duruma çok hızlı adapte oldular ve hizmetlerini aksatmadan sürdürdüler. Türkiye'deki özellikle bankaların bu konuda dünyaya da örnek olacak şekilde hızlı bir adaptasyon süreci ortaya koyduğunu gördük. Bu da onların ileri seviye bir dijital altyapıya sahip olmasının sonucu elbette. Öngörüde bulunmanın çok zor olduğu bu dönemdeyiz, yapılan tahminler ve farklı senaryolar söz konusu ve bunlar şirketler için çeşitli seviyelerde gelir düşüşlerine işaret ediyor. Bu da bize gösteriyor ki maliyetlerin azaltılması, şirketlerin çok daha verimli yapılar olarak yollarına devam etmesi gerekecek. Dijitalleşme artık her ölçekteki şirket için bir seçenek değil bir zorunluluk. Bu büyük dijitalleşme dalgası içinde diyalogsal yapay zeka ciddi bir yere sahip. Çünkü bu alan şirketlere hem çalışanlarının hem de müşterilerinin kullanabileceği, sorularına anında yanıt alabileceği, işlemlerini anında yapabileceği, uzaktan çalışma modellerini ve dijital hizmet modellerinin merkezinde yer alan araçlar sunuyor" diyor.

***


UZAKTAN EĞİTİMDE SANAL SINIF UYGULAMALARI PATLADI
Pandemi ile birlikte gelen sosyal izolasyon döneminde çalışanların uzaktan eğitime olan talebi patladı. Uzaktan eğitim alanında, 500'den fazla kuruma ve yaklaşık 3 milyon kişiye hizmet veren Enocta'nın yayınladığı veriler çarpıcı sonuçlar ortaya koydu.
Araştırmaya göre, "Korona Salgını" nedeniyle iş yerlerinin bir kısmının kapandığı, evde geçirilen sürenin uzadığı 15 Mart sonrasında, çalışanların aldıkları dijital eğitim sayısı adeta patlama gösterdi. 2019 Mart - Nisan döneminde 1 milyon 780 bin olan dijital Eğitim" sayısı, 2020'nin aynı döneminde yüzde 1041 artış göstererek 20 milyon 293 bin'e ulaştı.
Enocta CEO'su Ahmet Hançer, evde geçirilen sürenin uzamasına bağlı olarak uzaktan eğitim alan profesyonellerin eğitim talebini patlattıklarını ve farklı eğitimlere olan talebin görülmemiş şekilde artış kaydettiğini söyledi.

SANAL SINIF YAYGINLAŞIYOR
Enocta'nın, uzmanlar tarafından hazırlanmış 5 bin içeriği kurumlarda çalışan, gelişime açık bireylerin hizmetine sunduğunu ve stres yönetiminden, sigortacılığa kadar çok farklı başlıklarda son derece değerli eğitimlerin bulunduğunu belirten Hançer şöyle devam etti:
"Uzaktan eğitim bilinen, kullanılan ancak tümüyle benimsenen bir eğitim yöntemi değildi. Mart-Nisan döneminde uzaktan eğitimin sağladığı fayda daha iyi anlaşıldı ve geçmişte hiçbir dönemde görülmedik biçimde benimsendi." Pek çok sektörde olduğu gibi Eğitim sektörü de COVID19 salgınında hazırlıksız yakalandığı ortamda şimdiki durumla ilgili şu yorumu yaptı: "İlk ve ortaöğretim okulları, uzun bir süredir eğitim teknolojilerini, öğrenme sürecini kolaylaştırmak ve eğitimlerini desteklemek amacıyla kullanıyordu. Ancak, bu kadar hızlı bir şekilde ve bütünüyle uzaktan eğitime geçişi hiçbirimiz beklemiyorduk. Başlangıçta çok zorlanıldı, teknik bir dizi zorluk yaşandı, öğretmenler, öğrenciler ve aileler hazır değillerdi. Ama bu iki aylık süreçte uzaktan ders anlatımı konusunda çok hızlı hareket edildi. Okullar canlı sanal sınıflarla ders programlarını yürütmeye, öğretmenler, öğrenciler ve aileler çok farklı araçları kullanmaya başladılar. Bu dönem, uzaktan canlı sınıflarla, ödevlerle ve destekleyici dijital ders malzemeleriyle geçecek."

İÇERİK ZENGİNLEŞECEK
Bazı okulların, öğrencileri sanal sınıflarda bir araya getirerek sanal ekip çalışmaları yapma yöntemleriyle öğrenmeyi zenginleştireceğini vurgulayan Hançer, 'Okullar öğretici animasyon, video, dijital eğitim içerikleri gibi 'dijital ders malzemeleri' ile eğitimi daha çok destekleyecek.'

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA