Teknoloji girişimlerini sadece üniversite öğrencisi veya yeni mezun gençler yapar şeklinde yanlış bir algı var. Bu algının değişmesine katkı yapanlardan biri Garanti Ödeme Sistemleri ve Bonus Kart'ın kurucusu Mehmet Sezgin. Sezgin'e San Francisco'da başladığı bankaların sadakat kartı programlarını mobil platforma taşıyan MyGini girişimini konuştuk.
Amerika, Twitter kurucusu Jack Dorsey, Facebook kurucusu Mark Zuckerberg gibi genç internet ve teknoloji devi girişimlerin hikâyelerini öne çıkarmaya bayılıyor. Kendi gençlerine de ilham veren bu durum, pek çok üniversite hatta lise öğrencisinin girişimci olmasına yol açıyor. 2016'da düzenlenen Küresel Girişimcilik Zirvesi'nde o dönemde ABD Başkanı olan Barack Obama tüm dünyadan gelen 700 girişimcinin izlediği paneli yönetirken, örnek girişimci Mark Zuckerberg olmuştu. ABD, girişimciliğin merkezi olduğunun altını çizerken, Zuckerberg genç girişimcilere örnek olarak gösterilmişti. Yani sadece ABD değil, insanlar evinin garajında ve okul yurdunda başarılı olan genç girişimcilerin hikâyesini çok seviyor.
OLGUN GİRİŞİMCİ ÖN PLANDA
Oysa rakamlar durumun pek de öyle olmadığını gösteriyor. Kauffman Vakfı'na göre 2014'teki tüm yeni girişimcilerin dörtte üçü 35 ve 64 yaşları arasında, çoğu da 45 yaş ve üstü. Bu sonuçlar bize 40 ve 50 yaş üstü girişimlerin başarı şansının yüksek olduğunu gösteriyor.
Türkiye'de bu konuda fazla örnek yok. Türkiye'de müşteri sadakati kartı denilince akla Mehmet Sezgin geliyor. Sezgin geçtiğimiz yıl sıradışı karar alarak yöneticiliği bıraktı ve MyGini ödeme sistemi projesi için SanFrancisco'da yaşamaya karar verdi.
Teknoloji şirketlerinin toplantısına gittiğimde sürekli görüştüğümüz Sezgin ile şehrin finans merkezindeki yeni ofisinde bir araya geldik. Heyecanla girişimin hedeflerini ve deneyimlerini anlattı.
GEÇ ALINAN BİR KARAR MI?
"San Francisco'ya daha erken gelsem daha iyi olur muydu?" sorusunu kendi kendine sorduğunu söyleyen Sezgin, "İki türlü de düşündüğüm oluyor. Ancak işin içine girince görüyorsun ki, deneyim daha az hata yapmanızı sağlıyor. Bu sayede sahip olunan güçlü insan ağı ise önemli bir avantaj oluşturuyor. Ayrıca ön planda gençler olduğu söylense de MIT kaynaklı okuduğum araştırmada 42 - 44 yaş üstü girişimcilerin daha başarılı olduğu ortaya çıkıyor" diye konuştu.
Fintech girişimlerinin ortaya çıkması ve bunların bankalarla birlikte çalışma kültürünün son 3 - 4 yılda hız kazandığını vurgulayan Sezgin, "Fintech girişimleri bankaların hizmetlerinin kalitesini yukarı çekmek için birlikte çalışıyor. Ben de son 6 yılda BBVA bünyesinde kendime güvenim de arttı" dedi.
İKİNCİ BAHARINI YAŞAYANLAR DAHA BAŞARILI
Hayal aleminde gezenler genç girişimlerin sadece teknoloji sektöründe başarılı olduğunu düşünür. İnsan çoğu zaman en iyi fikirleri zamanla öğrenir ve çeşitli zorluklarla karşılaşır. "Gerçek dünyada çalışırken, bir ürünü daha iyi bir hale getirme veya daha verimli bir şey yapma fırsatı yakalayabilirsiniz" diyor Kauffman Vakfı'nın politika direktörü Jason Wiens ve ikinci baharını yaşayan girişimleri şöyle anlatıyor: "40 yaş ve üstü kişilerin, işlerini yürütmek için daha fazla para biriktirme ya da borç almak için varlıklara sahip olma eğiliminde olmalarına da zarar vermez."
'3 KRİTİK AŞAMADAN GEÇİYORUZ'
İşın daha henüz başında olduklarını söyleyen Sezgin, önlerinde 3 önemli aşama olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Birinci kritik aşama müşteriyle imza atmaktı. Onu Meksika'da yaptık. Sonraki aşama ise sistemin içerisine işlemleri almak oldu. Kart işlemlerini içeri alıp perakendecilerle işlemleri takip etmeye başlamak çok önemliydi. Yani sistemin aksamadan çalıştığını kanıtlamak istiyorduk. Daha sonra yatırım almadan işin yürüdüğünü göreceğimiz rakama ulaşmak istedik. Bunun için müşterilerle yeni deneyimler elde edip 1 milyon kullanıcıya ulaşmamız gerek. Üçücüncü aşamamız ise büyümeye aday bir girişim olduğumuzu kanıtlamak için 10 milyon rakamını aşmak." İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, doğru girişimciye hata yaptırmadan finansal destek vereceklerini
NASIL KARAR VERDİ?
Uzun süredir aklında olan bir şeyi yapmak istediğini söyleyen Sezgin, "Kurumsal hayatta pek çok projeyi hayata geçirdim. ABD'nin bankacılık ve finans kurumlarının sadakat programları ve yönetimi konusunda çok başarılı olmadığını biliyordum. Binlerce banka ve finans kurumunun olduğu bir pazar. Biz Türkiye'de başarılı mühendislerle gerçekten önemli bir deneyim kazandık. Ben bunun için doğru zaman diye düşündüm. Çocuklarımız belli bir yaşa gelmişti. Kendim için risk alabileceğim bir dönem olduğunu düşündüm" diyerek karar sürecininin gelişiminden bahsetti.
HAYATINDA NELER DEĞİŞTİ?
Yönetıcılıkten girişimci Sezgin'e dönüşen hayatında değişenleri de şöyle anlatıyor: "Büyük şirketlerde biz Power Point sunumları izlemeye bayılırız. 20 hatta 30 kişi bu sunumlara katılırdı. Hatta sunumları daha da uzatmak ve rakamlara boğmak için danışman şirketlere paralar ödenirdi. Bunu sadece çalışma biçimini eleştirmek için söylemiyorum. Benzerlerini ben de yaptım. Ancak girişimci olunca görüntü ve toplantılar değil, her şey karşındakini ikna etmek üzere kurulu. Bunun için yüzyüze olmak da gerekmiyor. Bazen video konferanslar yapıyorsun. Yani artık her şey karşındaki insanı ikna etmek üzere kurulu."