Türkiye'de 18 milyon öğrenci pazartesi günü yeni eğitim yılına başladı. Devlet okullarının bir kısmında olanaklar kısıtlı. Özel okullarda ise ailelerin ödeme sınırını aşan büyük uçurumlar oluştu. Yeni dönemde ailelerin eğitimden beklentisi yüksek. Devlet bu dev organizasyon için önemli kaynak ayırıyor. Fatih Projesi gibi dev projeler için adım atıyor. Son olarak Başbakan Binali Yıldırım Dijital Dönüşüm Seferberliği ilan ederken "kod yazan" yeni nesil dijital eğitim konusunda önemli hedefler ortaya koydu. Aileler ise çocuklarının yeni nesil eğitim metotlarından faydalanması için her şeye hazır.
BİLİŞİM ÖĞRETMENİ ŞART
Buna karşılık hâlâ bilişim sınıfı olmayan veya bilişim öğretmeni bulunmayan okullar var. Bilişim öğretmenlerinin bile her gün kendilerini yenilemek zorunda olduğu bir konuda diğer öğretmenlerin sorumluluk almasını beklemek haksızlık olur. Eğitimin odağındaki çocuklar ise interneti ve sosyal medyayı sokak kültürüyle öğreniyor. Üstelik aileler bile çocuklarının akıllı telefon veya tabletlerde ne kullandığının farkında değil. Kimlerle arkadaş olduğunu bilmiyor. İntenetin tehdit değil, fırsat olduğunu gösterecek uygulamalara, bilişim yetkinliği yetkin öğretmenlere daha çok ihtiyaç var. İnternette örgütlenen Bilişim Öğretmenleri Platformu 15 bin bilişim öğretmeninin atanmayı beklediğini ve kodlama dersinin zorunlu olması gerektiğini vurguluyor. Dijital dönüşüm odaklı eğitim sisteminde ihtiyaca uygun eğitimci planlaması yapmak şart. Çünkü planlamada hata olunca beklentiler de artıyor.
PROJELERLE ÖĞRENMELİ
Ailede ve okulda sorumluluk almayan, itiraz etmeyi öğrenmeyen çocuğun yaratıcı ve girişimci yeteneklere sahip olması çok zor. İnternette kolayca kandırılan, yönlendirilen, siber zorbalık yapan veya zorbalığa maruz kalan öğrenciler istemiyorsak onların sosyal medyada pozitif projeler üretmelerini sağlamalıyız. Yasak değil, çözüme odaklanan eğitim sistemiyle çocukları internette saldırgan değil, üretken hale getirmek mümkün. Bunun için mevcut bilişim öğretmenlerinin sayısını artırmak ve bilgilerini güncellemek gerekiyor. Bu öğretmenlerin çocuklarla bilişim ve sosyal medya projeleri üretmesi için özel çalışmalar yapılabilir.
GÖNÜLLÜ EĞİTİM PROJELERİ
Sosyal medya ve internet, eğitim kaynaklarını sınırsız ve sürekli hale getirdi. Şimdi eğitimin bu yeni olanaklarını tehdit olarak algılamak yerine fırsata çevirmeliyiz. Sadece çocuklarda değil yetişkinlerde bile gönüllü eğitim için sosyal medya ve interneti daha çok kullanacak yeni teknolojilere kapılar açılmalı. Devletin düzenleyici, eşitleyici ve sosyal yönünü ortaya çıkarmak için internet fırsatlarla dolu. Çocuklar gönüllü projeler yaparak bilişim araçlarını, sosyal medyayı kullanmayı öğrenmeli.
ÖĞRENCİYE SORUMLULUK
Ne kadar iyi eğitim verilirse verilsin, çocukların sahip olduğu bilişim cihazlarını ve yeni uygulamaları öğrenme yeteneğine bir öğretmenin sahip olması olanaksız. Çünkü çocuklar hata yapmaktan korkmuyor ama doğal olarak aileler ve öğretmenler hata yapmaktan çekiniyor. Bu yüzden çocuklar kadar hızlı öğrenemiyoruz. Yetenekli çocuklara sınıfta daha çok sorumluluk veriliyor.
EĞİTİM UYGULAMASI SEFERBERLİĞİ
Fatih Projesi'nde kullanılacak cihazdan daha çok yazılım ve uygulamaya, teknoloji tartışmasından çok faydalı içerik üretme yarışına ihtiyaç var. Bu konuda içerik oluşturacak girişimciler hem yerel hem de uluslararası kalitede iş yapmaları konusunda teşvik edilmeli. Teknoparklarda eğitim teknolojileri konusunda üretim yapan şirketlerin sayısı artırılmalı. Sebit'in geliştirdiği Vitamin Eğitim Platformu küresel deneyime sahip. Bu konuda yeni girişimlere de kapılarını açıyor.
ALARM ZİLİ SOSYAL MEDYA
Siber zorbalığa ve saldırılara uğrayan öğretmenlerin şikâyetleri okullarda yeni yönetmeliklerin çıkarılmasına sebep oldu. Ancak sorunu çözmedi. Çocuklar eğitilmedikleri bir konuda yönetmeliklerle sorumlu kabul ediliyorlar. Aslında sosyal medya ve internet çağında eğitimin sadece tek yönlü yapılamayacağı çok açık. Sosyal medyayı bize çocukların sınıflarda yeterince itiraz etme ve derse katılma şansı verilmediğini gösteren bir uyarı sistemi olarak görmeliyiz.
İNTERNETTE #İYİLİK PAYLAŞ
Öğrencilere sosyal medyayı öğretirken ailelerin yaptığı gibi "hayır ya da yasak" demek ve yönetmelikle ceza getirmek yerine sosyal medya projeleri geliştirilebilir. Sosyal medyayı ve interneti aktif kullanan, kullanıcı grupları ve çözümler oluşturan bilişim öğretmeni adayları yeni projelerde sorumluluk alabilir. Öğrencileri etkileşimli ve daha çok sorumluluk almaya itecek ve proje yaparken öğrenmesini sağlayacak uygulamaları örnek verelim. Konum bilgisi vererek Instagram ve Facebook gibi sosyal ağlarda her öğrencinin yaşadığı bölgenin tarihi binaların ve eserlerin bilgisini paylaşması sağlanabilir. Öğrenciler trafik ihlalleri yapan araçların fotoğraflarını emniyet birimlerini etiketleyerek paylaşabilir.