Kadınların yaratılışından beri var olan annelik içgüdüsü, onları tüm zorluklara katlanarak anne olmaya teşvik ediyor. Anne olamayan kadınlar, tıbbın tüm olanaklarından yararlanıp bebeklerini kucaklarına almaya çalışıyor. Anne-baba olmak her zaman kolay olmuyor. Zor ve meşakkatli yollardan geçiliyor. Bazen açıklanamayan kısırlık, bazen tekrarlayan düşükler; çiftlerin kabusu oluyor. Bazı çiftler bu nedenle ayrılırken, bazıları asla pes etmiyor. Benim hastalarıma tavsiyem hep şu oluyor: "Asla pes etmeyin!". Anne-baba olmak imkansız değil. Evet bazen zor ve uzun yollardan geçiliyor ama her geçen gün klinikte gördüğümüz, yaşadığımız örnekler, 'Anne-baba olamazsınız' raporuna rağmen anne-baba olanlar, bize de tedavi süresince umut ve güç veriyor.
TEKNOLOJİ GELİŞİYOR
Hastalık yoktur, hasta vardır. Her hastanın teşhisi aynı olsa bile tedavisi birbirinden farklıdır. Gelişen teknolojinin bize sunduğu imkanları kullanarak hastalarımızı çocuk sahibi yapmaya çalışıyoruz. Geçtiğimiz hafta, zorlu yollardan geçerek anne-baba olan 45 aileyi ve çocuklarını ağırladık. Ailelerin yüzlerindeki mutluluk görülmeye değerdi. 45 ailenin çocukları bahçede koşup oyunlar oynadı, balonlar uçurdu. Şimdi sizlere bir kez daha 'Asla pes etmeyin' diyerek yıllarca uğraştıktan sonra anne olan kadınların hikayesini sizlerle paylaşıyorum...
'16 YIL SÜREKLİ AĞLADIM'
Nil Kurçak, bebeklerini tam 16 yıl bekledi. Defalarca tüp bebek denemesinde bulundu, bir kez düşük yaptı. Daha sonra merkezimize başvuran Nil Kurçak'ta, bağışıklık aşısı olan lenfosit aşısını denedik. Nil Kurçak, üç ay aşılandıktan sonra hamilelik haberini aldı. Kurçak, "Hem kız, hem erkek bebek sahibi olduk; bundan büyük mutluluk yok. 16 yıl boyunca her bayramda ve anneler gününde gözyaşı döktüm. Ama altı yıldır artık bayramlar ve anneler günü bizim için çok güzel geçiyor. Ailecek çok mutluyuz" diyor.
'ANNE-BABALARIN KUCAKLARI HİÇBİR ZAMAN BOŞ KALMASIN'
Fatma Ekşi, annelik için 28 yıl uğraştı. Tüp bebekte son yöntemleri anlattığımız seminere eşinden habersiz katılan Ekşi, 42 yaşında anne oldu. Fatma Ekşi, 15 yaşında iken evlendi ancak çok istemesine rağmen bir türlü çocuk sahibi olamadı. Ekşi; üç kez tüp bebek, 12 kez de aşılamadan sonuç alamamıştı. Eşi Hüseyin Ekşi'nin "Tedaviler için bir ev parası harcadık. Yeter artık ben vazgeçtim bu işten" demesine de kulak asmayan Fatma Hanım, evlat hasretiyle yanıp tutuşan yüreğine söz dinletemedi. 2004'te kocasından gizlice gittiği bir seminerde, ilerlemiş yaşına rağmen, yeni bir tüp bebek yöntemi ile hamile kalabileceğini öğrendi. Sonrasında ise günlerce dil döküp kendisinden altı yaş büyük eşini tekrar tüp bebek tedavisine ikna etti. Zorlu geçen tedavi ve hamilelik sürecinin ardından Fatma Hanım, bir yıl sonra yani 42 yaşında iken, gözünün nuru, oğlu Bilal'i dünyaya getirdi.
TORUNU YAŞINDA
28 yıl sonra anne olan Fatma Ekşi, kendisiyle barışık bir anne. "Oğlumla parka gittiğimizde eşimle bana 'Torununuza dikkat edin, düşmesin' diyorlar. Biz de gülerek 'Tamam' diyoruz" diyen Fatma Ekşi sözlerine şöyle devam ediyor: "Çocuk sahibi olmak isteyen bütün annebabaların kucakları hiçbir zaman boş kalmasın." Baba Hüseyin Ekşi ise "Çocuğumuzu kucağımıza aldığımızda dünyalar bizim oldu. Allah ümitlerimizin tekrardan yeşermesini sağlayan doktorlardan razı olsun" diyor. Şu anda 10 yaşında olan oğulları Bilal ile aile olmanın tadını çıkarıyorlar.
'NE EV KADINLIĞI, NE İŞ KADINLIĞI ANNELİK BAMBAŞKA BİR DUYGU'
Çocuk sahibi olmak için 18 yıl boyunca normal yollardan tedavi gören 39 yaşındaki Şerife Bugün, ilk tüp bebek denemesinde bebek sahibi oldu. Tüp bebek tedavisi uygulayan aile dostlarının tavsiyesi üzerine, bu yöntemi deneyen Bugün çifti, ilk denemede başarı sağladı. Çeyiz atölyesi işleten Şerife Bugün, hastaneden çıkarken sanki bir rüyadaymış gibi hissettiğini belirterek, "Bebeğimi kucağıma alıp sıkı sıkı sarıldım, kokusunu içime çektim. O kadar gerçek, o kadar güzeldi ki... Bu duyguları anlatmak imkansız" diyor. Senelerdir çalışan bir kadın olduğunu ve yanında biçok insan çalıştığını anlatan Bugün, duygularını şöyle ifade etti: "Annelik her şeyden çok farklıymış. Ne ev kadınlığına benziyor, ne de iş kadınlığına. Bu duyguyu anlatmak için kelimeler yetmez, sadece yaşanması gerekir ki, benim söylediklerimi anlayabilesiniz. Bütün anne olmak isteyenlere buradan bir mesaj vermek istiyorum; annelik duygusunu bir an önce yaşamalısınız. Ben bu duygu için 18 yıl bekledim ama sonunda oğlumu kucağıma aldım. Çocuğunuzu kucağınıza aldığınızda, onun kokusunu duyduğunuzda inanın her şeyin boş olduğunu o anda anlıyorsunuz. Allah, olmayan ve isteyen herkese versin. Hayatta bundan daha güzel bir mutluluk olamaz." dedi. Allah olmayan ve isteyen herkese versin."