Vücudumuzdaki tüm organlar hayati önem taşır. Hepsi vücudumuzun ahenk içinde çalışmasını sağlar. Hiçbir sistemde, çalışanlar başıboş değildir. Çalışan sistemi ve kişileri kontrol eden, planlayan ve ödüllendiren bir akıl vardır. Vücudumuzda bu akıl, beyindir. İnsanı diğer canlılardan ayıran akıl, zeka ve düşünme kapasitesi beynimizdedir. Bizi işleyişi ile sağlıklı kılan organlara beynin verdiği ödül, huzur ve mutluluktur. Modern tıbbın gelişmesi ve yaşam şartlarının iyileşmesi ile beraber günümüzde yaşam süresi uzamıştır. Eskiden yaşlı kabul edilen 60 ve 70 yaşları, orta yaş kabul edilmektedir. Fakat ömrün uzaması eskiden az görülen Alzheimer, ALS, Parkinson gibi birçok hastalıkla bizi karşı karşıya getirmiştir. Aslında aklın isteklerine beden ayak uyduramazsa yaşlılık başlamış demektir. Maddi manevi rahat etmeyi umduğumuz bu dönemde, birçok hastalıkla mücadele etmek zorunda kalmak, belki de yakınlarımıza muhtaç halde yaşamak, aklımızı kaybetmek gibi hastalık kaygıları hepimizin korkulu rüyasıdır. O halde, kendimizi fark etmeye başladıktan sonra vücudumuzun kıymetini bilip, tüm organlarımızı koruyacak şekilde yaşamak bizi, yaşlılıktan oluşacak birçok hastalıktan korur. Tabii ki bunun bilincinde olmak, yine beynimizin kontrolündedir. Beyin istemezse hiçbir şeyi yapamayız. Beyin hastalıklarının oluşmasında tansiyon, yüksek şeker gibi sistemik hastalıkların olumsuz etkisi, ayrıca genetik yapının ve çevresel etkenlerin varlığı tartışılmaz. Yaşam için gerekli olan gıdaların, yeterli ve doğru alınması da birçok hastalığın oluşumunu engeller. Buna ek olarak, düzenli spor yapmak, kötü alışkanlıklardan uzak durmak, iyi uyumak, hobiler edinmek, stresten uzak durmak beyin sağlığı için şarttır.
İYİ BESLENMEK ÖNEMLİ
İnsan; beyin fonksiyonlarının gelişmiş olmasıyla diğer canlılardan ayrılır. Günümüzde kötü beslenmenin beyinde yaptığı tahribatlar ispatlanmıştır. Hastalanmadan önce sağlığı korumaya yönelik beslenme; ucuz, pratik ve yan etkisizdir. Ciddi bir hastalığın tedavisi hem zor, hem de masraflıdır. Bunun için doğru beslenerek beynimizi hastalıklardan korumak önemlidir. Tabiat, her türlü sıkıntının ve acının çaresini bünyesinde barındırır. Doğadaki meyveler, sebzeler, şifalı bitkiler, baharatlar ve hayvansal gıdalar; bizleri daha sağlıklı ve daha mutlu kılmak içindir. İyi bir beslenme alışkanlığı ile hücre tahrip edici maddelerden korunur, hücre yaşlanması uzar ve DNA zarar görmez. Böylece hastalıklardan korunmuş oluruz.
YENİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ
BEYİN ve sinir hastalıklarında her geçen gün yeni tedavi yöntemleri ortaya çıkmakta. Amaç, beyin hücrelerini korumak ve zarar gören beyin hücrelerini tamir etmeye çalışmaktır. Yukarıda beyine zarar veren birçok etkenden bahsettik. Fakat stresin beyine olumsuz etkisi çok fazladır. İnsanlar, stresin yol açtığı depresyondan ve takıntıdan kurtulmak için tedavi olmaktan hep endişe duyarlar. Ayrıca bazı hastalıklarda ilaç alımı sakıncalıdır. Örneğin, böbrek yetmezliği olan ya da gebe kadınların ilaç alması çok uygun görülmez. Bu yüzden, gelişmiş ülkelerde beyin hücrelerinin bozulan işleyişini düzeltmek için TMS tedavisi geliştirilmiştir.
TMS TEDAVİSİ NEDİR?
Beyin ve sinir sisteminin yıpranması ve hasar alması birçok hastalığı beraberinde getirir. Depresyon, panik atak, demans ve demansın en çok görülen tipi Alzheimer, Parkinson, beyin felci günümüzde toplumumuzu en çok olumsuz yönde etkileyen ve tedavisi zor olan hastalıklardır. TMS tedavisi aynı zamanda beyin hücrelerinin oksijenlenmesini artırdığı için beyin hasarları hastalıklarında yardımcı tedavi olarak kullanılmaktadır. TMS (Transkraniyal Manyetik Stimülasyon) bir tür manyetik uyarım tedavisidir. Beyin resetleme, beyne format at, hafıza sildirme gibi ifadelerle de duyulmuştur. Fakat TMS tedavisinin amacı hücre aktivitesini artırıp elektriksel aktiviteyi düzenlemektir. Hafıza silme, bir şeyleri unutma gibi durum söz konusu değildir. Bir şey unutmayız sadece takıntılar yok olur.
IV İLE DIŞARIDAN TAKVİYE
Bu tedavilerin amacı vücudun kendi koruma mekanizmasında rol oynayan maddeleri dışarıdan takviye olarak vücuda vermek ve vücudun hastalıklara yakalanmasını engellemeye çalışmaktır. Özetle, sağlığımızın sırrı zaten vücudumuzda gizlidir. Son yıllarda yapılan önemli IV tedavilerini örneklendirelim...
NAD, DNA'MIZI TAMİR EDİYOR
Vücudumuzda var olan bu madde hücrelerimizde enerji üretiminde görev alır ve aynı zamanda hücrenin canlılığını sürdürmesini sağlar. Genetiğimizin şifrelerinin saklı olduğu DNA'mızın tamirine yardımcı olur. NAD (Nikotinamid adenin dinükleotit) tedavisi son yıllarda anti-aging, kronik yorgunluk, Alzhiemir, depresyon, beyin hasarı veya travması, Parkinson hastalığı ve birçok hastalıklarda yardımcı tedavi olarak kullanılmaktadır.
GLUTATYON HÜCREYİ TEMİZLER
Son zamanlarda tıp dışı kişilerin de bilinçsizce uyguladığı glutatyon tedavisinin amacı hücreyi zararlı maddelerden temizlemeye çalışmaktır. Eksik vitaminleri yerine koymak ve vücudumuzun en küçük yapı taşı olan aminoasitlerin ölçüm yapılarak takviye edilmesi son yıllarda hastalıklarla mücadelede kullanılmaktadır. Bunun gibi birçok tedavi yöntemi olsa da bilimsel kanıta dayalı olmayan hiçbir tedavi, doktor kontrolsüz uygulanmamalıdır. Amaç hasta olmadan vücut direncini artırmak olmalıdır. Hastalığa yakalandıktan sonra ilgili doktorun tedavisinin yanında bu gibi tedaviler doktor istediği takdirde yardımcı olarak kullanılabilir.
BEYNİMİZ İÇİN HANGİ BESİNLERİ TÜKETELİM?
BEYİN YAŞLANMASINI YAVAŞLATMAK İÇİN: Arı poleni, üzüm çekirdeği, A, E, C ve B vitamini, balık, yeşil çay, biberiye, zencefil, dereotu, fesleğen ve bir tür bitki türü olan gingo biloba faydalıdır. Doğal yetişmiş yeşil yapraklı sebzelere, mevsiminde meyvelere ağırlık verilmelidir.
UNUTKANLIK VE HAFIZA ZAYIFLIĞI İÇİN: B vitamini, balık ve balık yağı, E ve C vitamini, gingo biloba, adaçayı, yeşil çay, meyve çayları, kahve, çay, biberiye, zencefil, karabiber faydalıdır. Özellikle kakulenin, beyni canlandırıcı etkisi vardır.
FELÇ OLMA OLASILIĞINI EN AZA İNDİRGEMEK İÇİN: Yağ, şeker ve unlu yiyeceklerden kaçınmak; hayvansal gıda olarak, balık, tavuk, süt ve yoğurt tüketmek, kırmızı eti daha az yemek, bol sebze ve meyve yemek, sigaradan, alkolden, fast food'dan uzak durmak kişiyi korur.
UYKU BOZUKLUĞU: Bol sebze ve meyve tüketilmeli, yoğurt ve süt dışında hayvansal gıdalardan kaçınılmalıdır. Melisa ağırlıklı içinde anason ve papatya bulunan çaylar uykusuzluğa iyi gelir. Kahve, çay ve asitli içecekler akşam içilmemelidir. Beslenmede B vitaminleri bolca tüketilmelidir. Badem, tahıl ürünleri, makarna, irmik, zeytinyağlı yemekler, taze süt ürünleri, meyve suları ve balık tüketmek strese iyi gelir. Fesleğen, limon, nane, gül suyu da tavsiye ederim.