Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞEBNEM BURSALI

Tarihin doğru tarafındaki Türkiye

Adına ister savaş deyin, ister çatışma hâli, Rusya ile Ukrayna arasında son iki aydır devam eden gelişmeler, tüm dünya devletleri arasında baş döndüren bir diplomasi trafiğine de sebep oluyor. Türkiye de bu sürecin hem tam ortasında hem süreci yönlendiren aktör konumunda. Nitekim, gerginliğin başından bu yana Türkiye'nin her iki liderle görüşebilen, konuşabilen ve süreci yönlendirebilen başat aktör olduğu noktasında herkes hemfikir.
Olağanüstü toplanan NATO Liderler Zirvesi'nde de, Antalya Diplomasi Forumu'nda da, Başkan Erdoğan'ın telefon veya yüz yüze gerçekleştirdiği görüşmelerde de Erdoğan'ın liderliği ve Türkiye'nin üstlendiği rolle ilgili kullanılan ifadelere baktığınızda, Ukrayna- Rusya krizi öncesinden çok olumlu bir üslup ve yaklaşım görüyorsunuz.
Nitekim, iki gün süren Özbekistan ziyareti sonunda Başkan Erdoğan'ın, bu konudaki farkındalığın ne denli kuvvetli olduğunun altını çizmesi boşuna değil. Rusya-Ukrayna sürecini bundan bir süre sonra tarihçilerin çok daha objektif yorumlayacağı açık. Ama şimdiden söylenen ve eminim yıllar sonra da değişmeyecek en başat söylem, Türkiye'nin tarihin doğru tarafında olduğudur. Bölgede çatışma hâli devam ettiği için savaşla birlikte müzakere yürütmek hiç de kolay değil. Birden sonuç çıkmasını ya da çatışmaların bıçak gibi kesilmesini beklemek fazla iyimserlik olur.
Bunun yerine kademe kademe ilerleme daha gerçekçi bir beklenti. Tüm dünyanın, büyük bir hayranlıkla izlediği, bu süreçte doğrudan başaktör konumundaki Başkan Erdoğan'a hakkını teslim etmesi de boşuna değil. Nitekim, Dolmabahçe Zirvesi sonrasında Kiev ve Çernihiv'de askeri operasyonların kayda değer biçimde azaltılması ve devlet başkanlarının bir anlaşma üzerinde mutabık kalındığı takdirde bir araya gelebileceklerini açıklamaları, bu hakkın tesliminin ne denli isabetli olduğunu ortaya koyuyor.
Yine Özbekistan dönüşü Başkan Erdoğan'ın, bizzat liderlerle görüşmesinin ardından planlanan gelişmeler de belli oldu: İlk olarak Rusya ile Ukrayna Dışişleri Bakanları Lavrov ve Kuleba'nın İstanbul'da Türkiye'nin ev sahipliğinde bir araya gelmesi, ardından da Putin ve Zelenski'nin bir masada buluşması. Bu tarihi buluşmanın da Erdoğan ve Türkiye'siz olmayacağı çok açık.

***

EBEDİ ÂLEMDEN HOCA İLE GÖRÜŞEN LİDER!

SP Lideri Temel Karamollaoğlu, siyaseten gündem olmakta zorlanınca yaptığı garip açıklamalarla sesini duyurmaya çalışıyor. Aslında kısmen de başarılı diyebiliriz! Ama ciddiyet noktasında ciddi bir kusur var maalesef. Geçenlerde bir programda, "Merhum Erbakan Hoca yaşasaydı bugün CHP'nin yanında olurdu" sözü de bunlardan biri.
Özbekistan dönüşü bu sözle ilgili ne düşündüğünü sorduğum Başkan Erdoğan'ın verdiği yanıt da bu sözlerin ne kadar garip olduğunu ortaya koydu. İki gündür gazete ve televizyonlarda sıkça rastladığınıza emin olduğum için tekrara girmemek adına Başkan Erdoğan'ın sadece, "Ebedi âlemden Erbakan Hocam ile nasıl böyle bir irtibat kurduğunu anlamakta zorlanıyorum" sözünü hatırlatmakla yetineyim.
40 yılı aşkın siyaset hayatında yerli ve milli olmanın dışında siyaset yapmayan Erbakan Hoca'nın bugün yaşasaydı nerede duracağı aslında çok açık. Başkan Erdoğan'ın da dediği gibi: "Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasındaki farka bakalım. Cumhur İttifakı'nda MHP ile ortak yanlarımız; yerlilik-millilik-vatanseverliktir. Bunların hepsinden öte 'Vatan için ne yaptın?' sorusuna bakıldığında AK Parti ile MHP'nin ciddi benzerlikleri vardır. Ama Millet İttifakı'na bakıyorsun, bir tarafta PKK'nın parlamentoya sızmış uçları. Ana muhalefetin başındaki zat, bu terör örgütü temsilcileriyle el ele, kol kola..."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA