Aslında genel başkanlık sürecinde başladı yalan söylemeye. Deniz Baykal'ın istifasının ardından "Kurultayda genel başkanlığa aday olmayacağım" açıklamasını kameralar karşısında yapmasının üzerinden henüz 24 saat geçmeden, adaylığını resmen ilan etmişti.
PKK'ya karşı mücadele eden şehitlerimizin çocukları ve kardeşleri askerlikten muaf olduğu halde, "15 Temmuz şehitlerinin kardeşleri ve çocukları askerlik yapmayabilecek ama PKK'ya karşı mücadele ederken şehit olanlarınki askerlik yapacak. Bu, şehitler arasında ayrımcılıktır" demişti..
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın, Başkan Erdoğan'ın talimatıyla Netanyahu ile pazarlığa gittiğini ilan eden de kendisiydi ama Albayrak'ın hayatında bir kez bile İsrail'e gitmediği belgelenince, yalan ifadeleri için bir özür bile dilemedi...
Başkan Erdoğan'ın "BM'de Filistin ile ilgili tek kelime etmediği" iddiasını ortaya atmasından daha dakikalar sonra, Erdoğan'ın BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasında "Tüm dünya arkasını dönse bile Türkiye olarak biz mazlum Filistinlilerin yanında yer almaya, ilk kıblemiz Kudüs'ün tarihi ve hukuki statüsüne sahip çıkmaya devam edeceğiz" videosu yayınlandı ama yalan ifadelerle dolu iddiası için özür dilemedi...
Gazeteci Rahmi Turan'ın "CHP'li bir ismin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Külliye'de görüştüğü ve bu bilgiyi Kılıçdaroğlu'nun doğruladığı" iddiasını kabul edip "Doğrudur ama isim vermek istemiyorum" dedi. Bu görüşmeyi yapan kişinin fısıltı yoluyla genel başkanlık yarışında rakibi Muharrem İnce olduğunu yayan ama bu iddianın tamamen asılsız olduğu ortaya çıkınca ne Erdoğan'dan, ne İnce'den ne de kamuoyundan özür diledi
6 Kasım 2016'da "ByLock kullanan 4 bakanı ve 60'a yakın vekili açıklayacağız ve dokunulmazlıklarının kaldırılmasını talep edeceğiz" demesinin üzerinden kısa bir süre geçtikten sonra, "AKP içinde 120-180 civarında ByLock'çu milletvekili var, açıklasınlar" dedi, ama 5 yıldır ne bir isim açıkladı ne de bu iddiasının doğru olmadığını itiraf etti.
3 Eylül 2010'da, "Kim darbe girişimi yaparsa o tankın önüne ilk ben çıkacağım" dedi ama 15 Temmuz 2016 darbe kalkışması gecesi, Atatürk Havalimanı'nda darbecilerle korumalarının görüşmesinin ardından tankların arasından geçti ve belediye başkanının evinde, çay yudumlarken kanlı gecede olan bitenleri televizyon ekranından izledi.
Bu listeyi o kadar çok uzatabiliriz ki; ne sütunumuz ne de sayfalarımız yeter. "Yaptıkları, yapacaklarının teminatı" ise bir kişinin; dün ne yaptıysa yine aynısını yapıyor CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu. İngiltere Savunma Bakanı Wallace'ın İngiliz gazetesindeki makalesini çarpıtarak "Türkiye ve Pakistan gibi ülkelerde mülteci merkezleri açmayı planlıyoruz" diye servis eden BBC Türkçe ajansı bile haberinin yalan ve çarpıtma olduğunu kabul edip özür dilediği halde; CHP Lideri bu konuyla ilgili yalan iddialar üzerinden yaptığı açıklamayı geri almadı, özür dilemedi. Ne bekliyordunuz ki...