"Kanım dondu" sözünün tam da karşılığı bu olsa gerek. İsrail'in Kudüs'te sivil ve savunmasız masum Filistin halkını katlettiği görüntülerden söz ediyorum. Ama bana ve eminim ki sizlere en fazla dokunan, canımızı en fazla yakan, daha ağzı süt kokan çocukların öldürülmesi...
Saç telimden ayak tırnaklarıma kadar iliklerime kadar hissettiğim sızı ve acının tarifi nasıl yapılır bilmiyorum. Bir de bakmalara kıyamadıkları evlatlarını yitiren anne, babaların hissettiklerini düşünün. "Allah onlara dayanma gücü versin inşallah" ama diyeceklerim bununla sınırlı değil elbette.
İsrail denilen devleti yöneten insanlık dışı yaratıklar, bir cinayet ve şiddet makinesidir. Hz. Davud'un karşısında duran Golyat'tır. Hz. Musa'nın karşı kutbundaki Firavun'dur. İsrail, sadece İslam düşmanı değil, aynı zamanda inanç ve insan haklarına kurulmuş zulüm tuzağıdır.
Kudüs; bizim, Müslümanların, inancımızın kemer taşı, maneviyatımızın miraç ziynetidir. Unutmayın ki; Harem-i Şerif'in statüsüyle oynamak, dinler ve medeniyetler arasındaki ihtilafı çok tehlikeli noktaya taşır. Mescid-i Aksa'ya yapılan saygısızlık ve saldırılar, bugün 2 milyara yakın Müslüman'ın vicdanını sızlatıyor.
Ama asıl acı olan, her tür canlı-cansız için dünyayı ayağa kaldıran Batı'nın, ağzı süt kokan Filistinli çocuklar katledilirken suspus olmasıdır. Hatta uluslararası toplumun, İsrail'in bu vandallıklarını sadece seyretmekle kalmayıp bilakis kışkırtması, tahrik etmesidir.
Başkan Erdoğan'ın BM kürsüsünden yaptığı tarihi konuşmada söylediği "Dünya 5'ten büyüktür" sözüyle bu vahşet ve zulüm düzenine kafa tutması da, Davos'taki zirvede İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e söylediği "One minute" çıkışının anlamı da işte bugün daha iyi anlaşılıyor.
Erdoğan'ın 2009 yılında Başbakan olarak katıldığı Davos'ta Peres'e söylediği, "Suçluluk psikolojisiyle sesiniz yüksek çıkıyor. Siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum. Peres'in sözlerini alkışlayanlara da bir çift sözüm var. Şu zulme alkış tutanları da ayrıca kınıyorum. Çocukları öldürenleri alkışlamak da insanlık suçudur" sözlerinin ne anlama geldiğini, bütün dünyanın vicdanının sesi, isyanı, haykırışı, tercümanı olduğunu bugün daha iyi anlamıyor muyuz?
Çocukların çığlıklarının sadece kahkaha atarken duyulması gerekirken, Filistinli çocukların acıdan, zulümden, ölümden çığlıklarının duyulmasına nasıl sessiz kalırsınız? Bayramlıklarını giymesi gereken çocukların, kefen giymesine nasıl duyarsız kalırsınız?
Daha yürümeyi öğrenmeyen çocukların ölümü öğrenmesine nasıl susarsınız? Masal dinleyecek yaştaki Filistinli çocukların kulaklarında silah, tüfek, top, mermi seslerini nasıl izah edersiniz?
Hz. Ali ne demiş: "Bir zulmü engelleyemiyorsanız en azından onu herkese duyurun." İsrail belki Filistinli çocukların sapanlarıyla yıkılmaz ama mazlumların yüreğinden kopan beddua fırtınasıyla muhakkak cezasını bulacaktır. Çünkü ilahi adaletin şaşmaz hükmü budur.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz