"Bir akıl gelecek ki; akıllar delirecek...
Ve bir devrim, evvela devrimi devirecek...
Herşey birbirine denk, herşey birbirine eş...
Fertle toplum arası kalkacak artık güreş...
Herkes tek tek sırtına toplumu bindirecek...
Gökler, iki şakkolmuş haberi bildirecek...
Müjdeler olsun size, doğdu batmayan güneş..."
Necip Fazıl Kısakürek'in Müjde şiirinden alıntı ile başladım çünkü; gerçek müjde ve tam da bu şiirde anlatıldığı şekilde verildi Cuma günü. Tıpkı bu şiirin yazılma sebebi gibi, düzeni yıkmaya-bozmaya yeltenenlere karşı, iman gücüyle, vatan-millet sevgisiyle güç bulanların biraraya gelip zincirleri kırdığı, ezberleri bozduğu bir süreci yaşıyoruz son 17 yıldır. Hizmet etmek isterken; vesayet odaklarının her tür eziyetine maruz kalan ama hiç birinde yılmayıp daha da güçlenerek devam eden Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin ilk yerli ve milli otomobilinin sunumunda da benzer bir rolle karşımızda idi. İçeriden ve dışarıdan onlarca saldırıya, karşı çıkmaya, tüm provokasyonlara, tepkilere, ideolojik saplantılara rağmen bir hayal daha gerçek olurken, bu hayali ortaya koyan ve sarsılmaz bir inanç ve kararlılıkla vazgeçmeyen, milleti de inandıran Başkan Erdoğan liderliğinde siyasi, ticari ve mühendislik anlamında emeği geçen herkes bütün övgüleri sonuna kadar hakkediyor.
Devrim'i yaptık, süremedik... Anadol'u yaptık sürdüremedik... Ama bugün artık İHA, SİHA, yerli silah, Altay Tankı, Milgem, denizaltı derken Türkiye'nin yerli ve milli arabasını da yaptık. Ve emin olun bu sefer başaracağız...
Geçenlerde Ersoy Dede hatırlattı. Merhum Necmettin Erbakan'ın "Davam" isimli kitabından bir alıntı; neden Türkiye'nin bu hayalinin 60 yıl geciktiğini de çok çarpıcı şekilde ortaya koyuyor; Merhum Erbakan, 1956 yılında daha 30 yaşında iken Gümüş Motor fabrikasını kurdu ve Türkiye'nin ilk büyük sanayi hamlesini gerçekleştirdi. 200 vatansever biraraya gelmiş ve yerli otomobile giden yolda önemli bir girişim başlatmıştı. 1961 yılındaki Otomotiv Kongresi bu fikir etrafında biraraya geldi, tek gündem yerli otomobildi. Büyük sanayiciler, temsilcilerini gönderdiler, bizzat izlettiler kongreyi. Koç adına Otokoç'un ortağı ve yöneticisi Nahum bir konuşma yaptı. Üretimin zorluklarını anlattı ve "Otomobil üreteceğimize Bursa'da şeftali üretelim" deyince ön sırada oturan mühendis dayanamadı ve ayağından çıkardığı postalı Nahum'un konuşma yaptığı kürsüye fırlattı: "Bize otomobili siz ürettirmiyorsunuz. Sizler bizi batıya mecbur ve mahkum bırakıyorsunuz" diye bağırdı. O mühendis; merhum Erbakan idi.
1956 yılındaki zihniyet, 1961 yılındaki Devrim arabasının makus talihine de aynı şekilde saldırdı ve "Devrim yolda kaldı" sloganı ile cebren ve hile ile beyinlere nakşedildi. Yabancı yapar, biz bakarız ve alırız öğretisine karşı çıkan da olmadı o tarihten bugüne kadar. Tayyip Erdoğan'ın büyük ve güçlü ve tam özgür Türkiye hedefine adım adım yaklaşmanın son demlerinden biridir Türkiye'nin yerli-milli arabası. 2020'ye 1 kala yeni bir Devrim gerçekleşti. İşte o yüzden diyoruz ya; Bir akıl geldi, akıllar delirdi...