İstanbul'da beklenen deprem maazallah en korkunç şekilde gerçekleşse ve "bu şehr-i İstanbul" Gazze'den beter hâle gelse, "yabancılaştırma efekti" mesabesinde söyleyecek olursak, Ekrem Bey'in İETT otobüslerinin dışında İstanbul'da çalışan hiçbir şey kalmasa, depremden sağ kurtulan ahali de başını sokacak bir yer bulmak için Anadolu yollarına düşse...
Yetmezmiş gibi...
Yunanistan da vaziyeti istismar etmek için Kıbrıs'ta hazmedilemeyecek provokasyonlara girişse, karşılığını alınca da Biden döneminde kurulan Dedeağaç'taki ABD üslerinden aldığı güç ve destekle İstanbul'a bombalar yağdırsa, gitgide sağcılaşan Avrupa'nın Haçlı damarı da iyice kabarıp Yunanistan'a sınırsız sponsorluk sağlasa, hülasa, zaten depremin vurduğu İstanbul'da taş üstünde taş kalmasa...
En sonunda Trump "barış elçisi" gibi araya girip savaşı durdursa. Çok geçmeden de İstanbul'a övgüler düzse. Mesela, "Harika şehir, deniz, boğaz, rakı kebap nefis!" gibi lakırdılar eşliğinde İstanbul'u yeniden inşa edeceklerini, "Ortadoğu'nun Rivierası" haline getireceklerini vaat etse...
Fakat Anadolu'ya göç edenlerin tekrar İstanbul'a dönmemeleri gerektiğini söylese!..
"Gazzelilere reva gördüğünü şimdi de İstanbullulara mı reva görüyorsun?" şeklindeki suallerle "İstanbullulara başka ülkelere gitsinler mi dedik, Anadolu onların vatanları değil mi?" yollu dalga geçse... Bilumum "sömürge aydınlarımızın" da İstanbul turizm cenneti ve finans merkezi olacak hayaliyle gözleri parlasa... Trump da "Dünya şehri yapacağımız İstanbul, dünya vatandaşlarının başkenti olacak. Doğu Roma'ya da bu yakışırdı zaten..." diye kaptırıp gitse.
Efendim?
Aşırı distopik mi buldunuz?
***
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Gazze'de işlediği savaş suçlarını tescil ederek "savaş suçlusu" olarak yargılanması gerektiğini belirttiği İsrail'in şefi Netanyahu ile ABD Başkanı Trump kafa kafaya verip Gazze hakkında planlar yapacak deseydim inanır mıydınız?***
Eskiden, mesela kimi Moğol hükümdarları işgal ettikleri topraklarda göz koydukları kadınların evli olmaklığına bakmaksızın zoraki alıkoyarlardı. O kadınların eşleri de naçar boşamak zorunda kalırlardı.