Suriye rejimi özellikle son 13 yıldır kendi iç dinamikleriyle değil dış dinamiklerle ayakta duruyordu; dış dinamikler elini çekince veya çekmek zorunda kalınca şappadak nalları dikti.
"O rejim ki 82'deki Hama katliamından beri 'İslamcılara' yapmadığını bırakmadı. O rejim ki Kürtlere kimlik kâğıdı vermeyi bile çok gördü. O rejim ki en zalim işkenceyi uygulamaktan zerre miskali çekinmedi... Suriyeli yazar Mustafa Halife'nin Mana Yayınları'ndan çıkan 'Salyangoz' adlı romanını okursanız Baas rejiminin o acımasız, o korkunç yüzünü adamakıllı görürsünüz..."
Bunları 24.03.2011'de yazmıştım... Daha sonra da (19.08.2013'te) merhum Salih Mirzabeyoğlu'nun "Aydınlık Savaşçıları" adlı şiir kitabındaki bir şiirinden mülhem şöyle yazmıştım: "Fark etmez zaman ve yer, / İsmi ister Beşar Esad, / İster Sisi olsun, / Köpekler birbirine benzer..."
Suriye'de "Arap Baharı" ardından başlayan "iç savaşın" hemen öncesi, Beşar Esad ile ilişkilerin en sıcak olduğu dönemde, yani, "Ortak bakanlar kurulu toplantıları yapılsın, ülke sınırları kaldırılsın..." diyen muhteremlerin coşkusundan göz gözü görmediği günlerde, "Suriye rejimi önce yaptığı katliamların hesabını versin!.." diyen rahmetli Akif Emre abimle birlikte hareket ettik.
Fakat...
"İç savaş" başlayınca, Baas rejimine ve liderlerine bidayetinden beri duyduğumuz nefret, merhum Sezai Karakoç'un "Suriye tuzaktır" sözünü duymamıza engel olmadı.Mezkûr sözün künhüne varmak için üstadı ziyaret etmiş, "Sezai Karakoç ne diyor" (27.08.2013) serlevhalı yazımda dercetmiştim: "Sezai Abi'nin yanından şu duygu ve düşüncelerle ayrıldım: İran- Türkiye savaşı iç savaştır, Suriye-Türkiye savaşı iç savaştır, Şii-Sünni savaşı iç savaştır, Kürt-Türk savaşı iç savaştır..."
Hülasa, İsrail'e karşı yapılmayan tüm savaşlar sonuç itibarıyla "iç savaş" mesabesindeydi.
***
Gelgelelim Baas rejiminin İsrail karşıtlığını araçsallaştırarak sürgit ayakta durması vicdana da eşyanın doğasına da aykırıydı.***
Suriye'deki rejimin son bulmasına sevinelim sevinmesine de, İsrail'in "güç boşluğundan" nasıl istifade etmeye çalıştığını da görmezlikten gelmeyelim.