Bizdeki şebelekler "Gazze'den bize ne!" derken, ABD Hava Kuvvetleri'nde aktif görevli Aaron Bushnell adlı bir kahraman, "Gazze soykırımını" protesto etmek için kendi canından vazgeçti.
Yanılır da bir gün "Ümit Özdağ Arap hayranıdır" bile diyebilirdim ama ABD Hava Kuvvetleri'ne mensup birine "kahraman" diyeceğim aklımın ucundan geçmezdi.
Aaron Bushnell, İsrail'in Washington Büyükelçiliği önünde kendini diri diri yakmadan hemen evvel, "Şu an ekstrem (aşırı) bir protesto eylemi yapmak üzereyim. Fakat kolonicilerin ellerinde Filistinlilerin yaşadıklarının yanında bu hiç de ekstrem değil. Yönetici sınıfımız bunun 'normal' olacağına karar verdi..."
"Yönetici sınıfımız" dediği, Cezayir'in ateşkes yasa tasarısını veto eden ABD rejiminin karar vericileri, yani, Gazze soykırımının suç ortaklarıydı.
Kuşkusuz intihar ne özendirilir ne de önerilir. Lakin, Bushnell'in yaptığı bütün insanlığın sonuna kadar okumasını hak eden "çığlık" mesabesinde bir eylemdi.
Son derece bilinçli hareket ettiği, sosyal medya hesabından daha önce yaptığı şu açıklamasından belliydi: "Birçoğumuz kendimize şu soruyu sormaktan hoşlanırız: Kölelik döneminde olsaydım (...) ne yapardım? Ülkem soykırım yapıyor olsaydı ne yapardım? Cevap şu ki, bunu yapıyorsun; şu anda!.."
***
Batı medyası Aaron Bushnell'in yaptığı "eylemin" etkisini kırmak için "nedenselliğini" veya "bağlamını" karartmaya çalıştı.
Hiç kuşkunuz olmasın en kısa zamanda "İsrail'e karşı nefret ve kışkırtma" lakırdıları eşliğinde Bushnell'i "antisemit" olmakla suçlayacaklardır. (Hatta başlamışlardır bile.)
Ardından psikolojik rahatsızlığından dem vuracaklar, istedikleri verimi alamazlarsa da "sapık" olduğunu söyleyeceklerdir.
Mesela, Hamas hakkında "toplu tecavüz" yalanı üreten The New York Times veya The Washington Post gibi medya organları bu konuda hiç zorlanmayacaktır.
Gazze soykırımını protesto etmek için canını feda eden Bushnell'i itibarsızlaştırarak da Gazze soykırımına destek vermeye devam edeceklerdir.
Hülasa, başından aşağıya boca ettiği benzini yakıp alev aldığı halde uzun müddet adeta bir meşale gibi ayakta durarak, son nefesine kadar "Özgür Filistin" diye çığlık atan Aaron Bushnell'a silahını doğrultan o gestapo ruhlu polisin medyadaki yansıması gibi hareket edeceklerdir.
***
Peki, ABD Hava Kuvvetleri'nde görevli Aaron Bushnell, İsrail'in Filistin soykırımına isyan etmek için canından vazgeçerken biz ne yapıyoruz?
Gazzelliler açlıktan kırılırken, çocuklar katledilirken hâlâ etnisite, hâlâ mezhep, hâlâ coğrafya bencilliklerimizden vazgeçmiyor muyuz?
Bu hâldeyken "ümmet" yani "tek bir millet" olduğumuzu mu vehmediyoruz hâlâ?
Tarkovski'nin "Bir Delinin Haykırışı"ndan (Nostalghia) mülhem söyleyecek olursak:
Bir ABD'li askerin mezkûr "eylemi" kendimizden utanmamızı ihsas ediyorsa, ne biçim bir dünyadır burası?