Çocuklar Gazze'de paramparça edilirken bile gıkınız çıkmadı. Ne bir tweet attınız ne de çıkıp sadra şifa tek bir söz söylediniz.
Oysa "duyar kasmakta" üstünüze yoktu. Hem de bir ağaç için bile kıyametleri kopartacak kadar.
Diyeceksiniz ki, "Bize ne Gazze'den; hem öldürülenler Türk değil hem de Gazze Türkiye'de değil."
İyi de Mahsa Amini de Türk değildi. Olay da Türkiye'de geçmiyordu ama günlerce susmamış, adeta vicdan patlaması yaşamıştınız.
Sıra Gazze'ye gelince vicdanlarınız iflas mı etti? Yoksa derdiniz haksızlığa veya zulme karşı çıkmak değil miydi? Mahsa Amini üzerinden İran'a vurmak hem kolay hem de son derece fiyakalıydı değil mi?
Nasıl olsa ABD'nin şeytanlaştırdığı ülkelere ve hatta öz yurdunuz Türkiye'ye çakınca Batılı çevrelerden aferini kapıyor, hülasa prim elde ediyorsunuz! İsrail öyle mi ya?
Gazze'ye, Hiroşima'ya atılan atom bombasının gücünün iki katı bomba atılırken, çocuklar paramparça edilirken nasıl susarsınız?
Çocukların öldürülmesine nasıl bu denli sessiz kalıyorsunuz?
Siyonist İsrail rejimiyle iltisaklı networkten mi çekiniyorsunuz yoksa? Yani, Siyonist firmalarla malul reklam ajansları veya malum dijital platformlar ekmeğinizi keser diye mi korkuyorsunuz?..
İştahınızın kesilmesi için daha kaç çocuk ölmeli peki?
Bakınız, Fazıl Say konserleri iptal edildiği hâlde susmadı. Geçen gün de Gazze nedeniyle uyuyamadığını söyledi.
Tamam, siz doya doya uyuyun, uykunuz bölünmesin ama uyandığınızda ve müsait olduğunuz bir anda, hiç değilse "Çocuklar öldürülmesin..." diyemez misiniz?
Hani ezbere bildiğiniz Nâzım Hikmet'in "Çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler" şiirindeki gibi.
Mesela sen Cem Yılmaz biraderim, bu kadarcığını da mı söylemekten çekiniyorsun? Nedir bu sessizlik?
Zulüm karşısında taammüden susmak, zulme ortak olmaktan başka bir şey değildir.
Hiçbir sanatçıyla kişisel bir meselem yok. Fakat çocukların öldürülmesi karşısında susan sanatçılarımızı suçluyor, itham ediyorum.
Emile Zola'nın Yüzbaşı Dreyfus'a yapılan haksızlık nedeniyle yazdığı o ünlü "Suçluyorum" başlıklı mektubunda dediği gibi "Yüreğimden kopan çığlıktan başka bir şey değildir" bu.
Nasıl susarsınız?.. İsrail'in yerle bir ettiği evin enkazından uzanan o çocuğun elini görmediniz mi? Annesinin cesedine sarılan o çocuğu, İsrail bombasıyla öldürülmüş bebeğinden ayrılmayan anneyi, çocuklarının parçalanmış gövdelerini poşetlere dolduran babayı ve parçalanmış o bebekleri görmediniz mi?
Dünyanın bir ucundan Madonna gördü ve kalbinin çok kırıldığını söyledi? Sizin kalbiniz kırılmadı mı, neden hâlâ susuyorsunuz?
"Gazze yirmi yıldır açık hava hapishanesi ve hızla toplu mezara dönüşüyor..." diyen Angelina Jolie kadar da mı olamıyorsunuz?
Diyeceksiniz ki, o şov/reklam yapıyor. Doğru ya, sizin onun gibi şova/reklama ihtiyacınız yok.
Maşallah çok akıllı ve kurnazsınız. Siyonist networkün tekerine çomak sokacak hareketlerden kaçınacak kadar da çıkarınızı her daim hesaba katıyorsunuz.
Lakin Brecht'in generale "Tankınız çok güçlü ama bir kusurcuğu var, sürecek insan ister..." dediği gibi ben de size hatırlatmak isterim:
Ne kadar "büyük" ve ne kadar "kurnaz" sanatçı olursanız olun, bu halk olmazsa sanatınızı kime nasıl "okutacaksınız?"
Her şey halkın gözleri önünde oluyor ve siz hâlâ susmaya devam ediyorsunuz!
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz