Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Ne kadar LGBT, o kadar para

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Bunların anlı şanlı ekonomistlerinden en azgın muhalif gazetecilerine kadar hepsi birden halihazırdaki ekonomi yönetimini çok beğeniyor.
Sadece ekonomideki gidişatı beğenmiyorlar.
Gülmeyin, gerçekten böyle.
Bütün suç Erdoğan'daymış. Şayet işler yoluna girerse, Erdoğan'a rağmen girecekmiş.
Bazen öyle kaptırıyorlar ki, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın göreve getirdiği ekonomi yönetimini bizzat Erdoğan'a karşı savunmaya çalışacak kadar tozutuyorlar.
Anlaşılan o ki ekonomi sadece bir araçtan ibaret, asıl dertleri Sayın Erdoğan'ın varlığı.
Bundan sebep, Erdoğan varken ekonominin düzelmeyeceğini açık seçik dile getiriyorlar.
Babacan bunların önde gidenlerinden. Bir defasında, "Merd-i kıptî şecaat arz ederken sirkatin söyler" misali, "Erdoğan işin başında olduğu sürece Nobel ödüllü 10 iktisatçıyı getirse ekonomiyi yine düzeltemez!.." demişti.
İşin garibi, o çok övündüğü ekonominin başında olduğu dönemde de Erdoğan başbakan olarak işin başındaydı.
O değil de, Babacan neyi başardı da orda burda "bilirkişi" havalarında arzı endam ediyor?
Kendisinin ve kendisiyle aynı zihniyetteki ortodoks ekonomistlerin döneminde, 2002'de 16 milyar dolar olan dış ticaret açığı 2013'te 100 milyar doları bulmamış mıydı?

***


Sayın Berat Albayrak Hazine ve Maliye Bakanı olarak göreve geldiğinde cari açık ve sıcak parayla kalkınmanın sürdürülebilir olmadığından hareketle "yeni ekonomik dönüşümü" başlatmıştı.
Pandemi ve ekonomik ambargoya rağmen, Babacangiller gibi de cari açık vermemişti.
Yazık ki yazık, dahili ve harici bedhahlar ilk günden itibaren sistemli bir şekilde saldırıya geçtiler.
Şimdiki koşullar çok daha avantajlı.
"AK Parti dünyanın en iyi işini de yapsa alkışlamayız" diyen CHP'li muhalifler şimdiki ekonomi yönetimine göreve gelir gelmez destek verdi.
Destekten de öte maddi gerçekler var.
Sayın Berat Albayrak'ın "enerji devrimi" mesabesindeki hizmetleri sonucunda, yaklaşık 100 milyar dolar olan enerji ithalatımızın 4'te 1'ini karşılayacak düzeye ulaştık.
Yani, "enseyi karartmaya" gerek yok.

***


Ortodoks ekonomistlerimiz ve muhalif yazarçizerler, salt ekonomide rasyonel zemine dönmenin yeterli olmadığını söylüyorlar.
Ne ki dünya sisteminde "rasyonel zemine dönmenin" sonu yok.
Hangi birinde döneceksin birader?
Kıbrıs'tan Mavi Vatan'a kadar bir yığın konuda dünya sisteminin icbar ettiği "rasyonel zeminde" değiliz.
Kaldı ki, bunlar hallolsa, LGBT var.
Ne alakası mı var?
Dünya Bankası, eşcinsellik karşıtı kanun çıkardığı için Uganda'ya yeni fon sağlamayacağını açıklamadı mı?
Ne kadar LGBT, o kadar para.
Uganda için "rasyonel zemine dönmekten" başka çare kalmadı mı, ne dersiniz?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA