Muhafazakâr muhalefete ihtiyaç varmış.
Böyle buyurdu, daha önce hiçbir zaman sağcı olmadığını beyan eden yüce bilge.
Demek ki ihtiyaç gereği kurgulamak istediği muhafazakâr muhalefet, "sağcı" değil "solcu" olacak.
Zira hiçbir zaman sağcı olmadığını ilan ettiği konuşmasında, solcu ortamlarda büyüdüğü için "kültürel değerlerini de sol değerlerle birleştirdiğini" dile getirmişti.
Anlaşılan o ki belirli bir tecrübesi var.
O hâlde kendine özgü muhafazakârlığını sol değerlerle birleştirip "solcu muhafazakâr" olmakta zorluk çekmeyecektir.
Yüce bilge kim mi?
Kim olacak, "62., 63., 64. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri Başbakanı". (Vallahi silmemiş, resmi Twitter hesabında aynen böyle yazıyor.)
İmdi soralım, "3 dönem başbakanlık" yaptığı dönemde neden "solcu muhafazakâr" olmayı hiç denemedi?
***
Yüce bilge, ihtiyaç olduğunu söylediği "muhafazakâr muhalefeti" kimle mi kuracak?***
Ortada çok mühim bir sorun var:
Hiçbir zaman sağcı olmadığını iddia ettiği için yüce bilgeye, "solcu muhafazakârlık" cuk oturur ya diğerleri.
Tamam, Babacan için sorun olmaz... Görünür olmadan tam merkezinde yer alma özelliğinden dolayı sağdayken solda, soldayken de sağda bulunabilir. Onda bu yetenek ziyadesiyle var.
Peki Karamollaoğlu'na bu yaştan sonra "solcu muhafazakârlığı" nasıl oturtacağız?
Kaldı ki Babacan, Karamollaoğlu ve Gültekin Uysal, yüce bilgenin, "toplum nezdindeki itibarını elverişli bir araç olarak kullanmayı" kabul edecekler mi bakalım?
Bu da ne demek mi oluyor?
Yüce bilge geçen gün, "Erdoğan, 2014'te AK Parti tabanında ve toplum nezdindeki itibarımı, seçimi kazanmak için elverişli bir araç olarak kullandı..." dedi ya, duymamış olamazsınız.
Gülmeyin, çok ayıp olur.
Sonuçta "62., 63., 64. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri Başbakanı".
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz