Bu ülkede ne zaman ki Atatürk ve "laiklik" tartışmaları alevlenir, "operasyon" başladı demektir.
Bu hep böyledir.
Ve, söz konusu tartışma daha önce kararı alınan "operasyon" örtüsünden ibarettir.
Mesela, 28 Şubat döneminde, Washington'da Dışişleri Bakanı Albright'ın çağrısıyla bakanlığın 7. katında Bernard Lewis, Paul Wolfowitz ve Richard Perle gibi elemanların hazır bulunduğu toplantıda Türkiye için şu karar alınmıştı: "Doğrudan askeri bir darbe olmadan bu hükümet gitmeli..."
İşte bu karar, Atatürkçülük ve laiklik maskesi altında bihakkın yerine getirildi.
Yani, "doğrudan askeri bir darbe" yerine postmodern askeri darbe yaparak, "Bu hükümet" dedikleri Erbakan'ın başbakanlığındaki hükümeti devirdiler.
Haliyle "Türkiye laiktir laik kalacak" sloganları sükûn buldu. Bilumum Atatürk bezirgânları da Kemal Atatürk mezarından kalkmış gelmiş gibi sevindi.
Gerçekte olan şuydu: Tam bağımsız Türkiye için mücadele eden merhum Erbakan gitmiş, sömürge valisi edalı Kemal Derviş gelmişti.
Atatürk ve laiklik tartışmaları da böylece muradına ermiş oldu.
***
Şu bir gerçek: Türkiye'de
ABD adına işler tıkırında gidiyorsa ne "laiklik" tartışmaları duyulur, ne de Atatürk'ün adı (resmi törenlerin dışında) anılır.
Yanlış anlaşılmasın...
Yakın tarihimizden başlayarak "laiklik" dahil her şey tartışılsın. Lakin hakikati birlikte aramak için operasyona meze olmak için değil.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar'da, "Tarihimiz ikiye ayrılır" demişti, "yakın tarihimiz, uzak tarihimiz. Bize en uzak olan da yakın tarihimizdir..."
Prof. Karpat, "Laiklik adına bir çeşit Türk pozitivizmi getirildiğini" söylemişti.
Merhum Attila İlhan da Batı'yla flört edenlerin
Atatürkçülüğü
antiemperyalist tavırdan
soyutlayarak laiklik
taraftarlığına indirgediklerini,
bunun için de
"Laiklik elden gidiyor
diye patırtı çıkardıklarını"
dile getirmişti.
***
Yazık ki yazık, "patırtı" devam ediyor;
30 Ağustos Zafer Bayramı'nda bile.
Geçen günkü maçta
Beşiktaş taraftarları, "Türkiye laiktir laik kalacak" diye bağırmışlarmış.
Bir de matah bir şeymiş gibi Beşiktaş taraftarlarına goygoyculuk yapmaları yok mu? Neymiş efendim,
30 Ağustos Zafer Bayramı gibi çok anlamlı bir günde laiklik....
İyi de 30 Ağustos'la ne alakası var?
Laiklik Cumhuriyet kurulduktan çok sonra,
5 Şubat 1937'de Anayasa'ya girdi.
Kaldı ki,
Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'na, 29 Ekim 1923'te alınan ve
30 Ekim 1923'te Resmi Gazete'de yayımlanan,
"Türkiye devletinin dini, Din- i İslam'dır" ibaresi eklendiğine göre Türkiye
Cumhuriyeti, "İslam Cumhuriyeti" olarak
kuruldu demektir.
Ki bu ibare 1924 Anayasası'nda da yer alır.
Hayır yani, Büyük Taarruz dönemimde, "Türkiye laiktir laik kalacak" sloganı atan birileri olsaydı,
Gazi Paşa ve Mehmetçik, "Bu bozguncular da kim, içimizdeki Yunan ve İngilizler mi?" derlerdi.