Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Kılıçdaroğlu’nun dostlarına lafınız yok mu?

Şaşacaksınız ama söyleyeyim, AK Partililerin CHP'lilerden öğreneceği çok şey var!
Hangi birini sayayım bilemiyorum: Mesela, ne olursa olsun burnundan hiç kıl aldırmamaları...
Mesela, sanki 19 yıldır AK Parti değil de kendileri tek başına iktidardaymış gibi mağrur halleri.
Mesela, onca aradan sonra Ankara ve İstanbul büyükşehir belediye başkanlıklarını kazanmanın sevinciyle (hiç değilse ilk yıllarda) aşkla şevkle çalışacaklarına, polemikle veya mugalatayla vakit geçirmeleri ve bundan da hiçbir eziklik duymamaları...CHP'liler ense yaparken attıkları havayı, AK Partililer çok önemli bir projeyi hayata geçirirken bile atamıyorlar!
Zaten Erdoğan'ın gerçekleştirdiği bir projeyle AK Partililer gurur duyar duymaz, CHP'liler anında, "Kendi cebinden mi yaptı?" diyorlar.
Tabii bu lakırdının önceki safhaları var.
Malumunuz, önce "Yaptırmayız!.." diye başlıyorlar. Engel olamayınca da çamur atıyorlar.
Unutmuş olamazsınız, "Ben Marmaray'a binmem, su sızdırır. Çünkü AKP'nin yaptığı hiçbir şeye güvenmem" diyen yazarçizerleri bile çıktı. İstanbul Havalimanı'na da "Orada çok rüzgâr var, uçaklar inemiyor" yollu çamur atmışlardı. Lakin mezkûr havalimanı uçuş rekoru üstüne uçuş rekoru kırdı.
Gelgelelim cevapları yine hazır: "Kendi cebinden mi yaptı?"
Öyle bir zihniyet ki mümkünü yok baş edemezsiniz... Bunların Faik Öztrak'larının üstad-ı azamı Kemal Derviş, IMF'den 1 milyar kredi almak için TBMM'den bir gecede 20 yasa çıkartmıştı. Türkiye'yi oralardan "128 milyar nerede?" sorusunun sorulabileceği seviyeye AK Parti değil de CHP getirseydi, asla mala davara anlatır gibi izah etmeye kalkışmazlar, "Siz mi kazandınız da hesabını soruyorsunuz?" derlerdi...
"AK Partililerin bunlardan öğreneceği çok şey var" dedim ama işin şaka kaldırır hâli yok. Aman diyeyim!...
Nihayetinde, "Türkiye'de can ve mal güvenliği yok" diyerek Türkiye'yi haydut devlet ilan eden Kılıçdaroğlu gibi bir liderleri var.
Hadi bunları anlıyoruz. AK Parti dünyanın en iyi işini yapsa da takdir etmeyeceklerini zaten itiraf etmişlerdi.
Peki "bizim mahallenin" muhteremlerine ne oluyor?
Yanlış anlamayın, AK Parti'yi eleştirmesinler demiyorum. Tam aksine, "eleştirel mesafeyi" hep savundum; bu mesafeyi kaybederseniz, "pazarlama memuruna" dönüşürsünüz de haberiniz olmaz dedim. AK Parti de hatasıyla sevabıyla sonuçta bir parti ve karşısında da Ebu Zerr'in partisi falan yok. Gerçekçi olalım: AK Parti'nin karşısında Kılıçdaroğlu ve yüzde 99 benzer olduğunu söylediği (ve bu söyleme itiraz etmeyen) "dostları" var.
Nedir bu hâl?..
Ayasofya açılır; hani "hilafet nerde" denir. Taksim Camii açılır, eşzamanlı bilmem hangi mezarlıkta mescit kapatıldı yaygarası yapılır
İstanbul Sözleşmesi üzerinden AK Parti'yi kıyasıya "döven" bu muhafazakâr dostlarımız, İstanbul Sözleşmesi'ni kaldırdı diye AK Parti'yi kıyasıya "dövenlere" karşı neden bu kadar sessiz?
Mahut sözleşmenin tarafı olmayan ABD'nin ülkemizdeki elçiliğinin, "Türkiye'ye bir kez daha sözleşmeden çekilme kararını gözden geçirme çağrısında bulunduk..." sözleri bile sessizliklerini bozmaya yetmedi.
Bir kısmı direkt "Lanzarote Sözleşmesi" eleştirisine geçti.
Yahu tamam oraya da geliriz de, "muhafazakâr mahallede" sinsice nifak tohumları eken Kılıçdaroğlu'nun dostlarına, hiç değilse İstanbul Sözleşmesi üzerinden bir çift lafınız yok mu?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA