Bir önceki yazımda "e-ticaret" üzerinden gerçekleşen tekelleşme dolayımında, "e-pazaryerlerinin" nasıl ticari tiranlığa dönüştüğünü dile getirmeye çalışmıştım.
Meğer ne çok dertli varmış. Hani denir ya "Bir dokun bin ah işit" diye, aynen öyle!
Gelgelelim kapitalist dünya sistemine iman eden elitler için her şey tıkırında; ne dert var ne de sorun!
Mavalları da malum: "Serbest piyasa kendi içinde dengeyi bulur..."
Biz araziden / pratikten söz ediyoruz onlar bildik teraneyi okuyorlar hâlâ.
Adil rekabet var mı ki piyasa dengesini bulsun efendiler?
"E-pazaryerleri" ile kim nasıl rekabet edecek?
Elinizi vicdanınıza koyarak cevap verin: "E-ticaret"i kontrol eden ve pandemi döneminde gitgide büyüyen Amazon, Hepsiburada, Trendyol, Gittigidiyor, N11 vesaire "gibi platformlarla" adil rekabet mümkün mü?
***
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Orta ve küçük ölçekli firmaların küresel sermayeli "e-pazaryerlerine" elleri mahkûm.
Tüketici (malum nedenlerle) bu platformlarda çünkü.
Hülasa, "e-pazaryerleri" internet sayesinde söz konusu firmaları ve tüketicileri her geçen gün daha fazla kendisine bağımlı hale getiriyor.
Bağımlılık doğası gereği boyun eğmeyi icbar eder!
Takdir edersiniz ki boyun eğmenin olduğu yerde de rekabet olmaz.
Bırakın rekabeti, üreticiler kendilerinden yüksek komisyon alınmasına itiraz dahi edemezler. "
Satıcılar arasında ayrımcılık yapıyorsunuz" yollu eleştiri de getiremezler. "Satıcılara kargo gibi birçok konuda dayatma yapıyorsunuz" bile diyemezler...
Hoş deseler de dinleyen olmaz! Dinleyen olsa da randıman alamazlar.
Çok "kafa ütülerlerse" sistem dışına itilirler. Yani, "e- pazaryerleri" tarafından aforoz edilirler.
Neylersiniz ki sistemde vicdan yoktu, "e-vicdan" da kalmadı.
***
Dikkat isterim: "E-pazaryerleri"nin elinde satıcıların hangi ürünü kime ne kadar sattığına (ve tüketicilerin tercihlerine) dair veri deposu var.
İstihbarat teşkilatlarının bile sahip olamayacağı bu verilerle piyasayı tastamam zapturapt altına alacaklarından kimsenin kuşkusu olmasın.
Bu veriler doğrultusunda gelişme potansiyeli olan alanlara doğrudan girebiliyorlar.
Böylece yatırım yapabilecek yegâne güç haline geliyorlar. Yeni fikir ve iş modelleriyle piyasaya girecek şirketlere de engel oluyorlar.
Efendim, küçük ve orta şirketler ürünlerini bütün ülkeye ve dünyaya bu pazaryerleri aracılığı ile satıyorlarmış.
Evet ama böyle giderse (yani devlet ciddi düzenlemeler yapmazsa) söz konusu şirketler 3- 5 küresel sermayeli "e-pazaryerine" çalışmak zorunda kalacaklar.
Lafın düzünü edersek, bir nevi "sömürge firmasına" dönüştürülmüş olacaklar!
Mahut pazaryerleri ve platformlarına karşı
Almanya'dan
İngiltere'ye kadar piyasaya müdahale araçları geliştirilmeye başlandı. ABD bile önlem almanın peşinde...
Ee, hani "Serbest piyasa kendi içinde dengeyi bulur" diyordunuz, ne oldu?