Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın açıkladığı 320 milyar metreküp doğalgaz keşfi üzerine acil toplanmışlardı ama kimsenin ağzını bıçak açmıyordu.
Masa başındaki genel başkanları "Arkadaşlar ben elimden geleni yaptım" diyerek sessziliği böldü. "Nisan ayında maruz kaldığım linç girişimindeki duygularımı dün anlattım, medyaya servis ettim. Ama yetmez, biliyorum. Erdoğan'ın doğalgaz müjdesinin karşısına daha güçlü şeyler bulup koymalıyız. Bir an önce partimizin üzerine çöken bu kara bulutları dağıtmamız lazım..."
Ekremci vekil "Biz de müjde verelim" diye atıldı.
"Ne?"
"Ha?"
"Hö?"
Özgür Özel "Nasıl bir müjde?" dedi.
"Onu sonra açıklarız," karşılığını verdi Ekremci vekil. "Örneğin, önümüzdeki ayın son Cuma'sı olabilir."
"Neden Cuma günü olsun kardeşim?!" dedi Özgür Özel. "Allah'ın başka günü mü yok?
"Cuma da zaten Allah'ın günü değil mi?" diye araya girdi Mansurcu vekil. "Sorunumuz gün olsun, onu çözeriz. Müjde neymiş, arkadaş söylesin de bilelim. Geçen seferki gibi çeşme açma töreni olmasın, sayelerinde yeterince rezil olduk çünkü."
Ekremci vekil, "Ne alakası var ya?" diye çıkışınca ikisi arasında hararetli bir tartışma başladı.
Mansurcu vekil "O zaman açıkla, neymiş müjden?" dedi.
"Bilsem hemen yarın açıklayalım derdim zaten" dedi Ekremci vekil. "Ben zaman kazanalım, o güne kadar herkes bizim vereceğimiz müjdeye kilitlensin, AKP'nin müjdesini unutsun diye müjde vermeyi önerdim..."
"Vaat ettiğimiz gün müjdeyi veremezsek ne olacak peki, hiç düşündün mü?"
"O güne kadar buluruz bir şeyler!.."
"Doğru, bulursunuz!" diye dalga geçti Mansurcu vekil. "Hiçbir şey bulamazsak senin Ekrem başkanın, 'Ya doğalgaz ya denizin maviliği ve balıklar' diye başlar maval okumaya, olur biter."
"Sen kendi başkanına bak. Ajans olmasa evinin yolunu bile bulamaz!"
Genel başkanları çıkıştı: "Yeter artık, hep böyle yapıyorsunuz. Biz neyin derdindeyiz siz neyin derdinde?!"
Herkes suspus oldu.
Görülmesin diye parti programı kitapçığının içine sakladığı Kafasını Kaybeden Adam romanını gizli gizli okuyan Engin Altay'ın kıkırdaması duyulunca herkes ondan yana döndü.
Engin Altay olan bitenden habersiz romana gömülmüştü. Daha fazla dayanamayıp kahkahayı patlatınca, genel başkanları, "Komik bir şey mi söyledim ben?" diye bozuk attı.
Engin Altay neye uğradığını şaşırdı. "Şey efendim," diye geveledi, "ben parti programımıza göz gezdiriyordum da..."
"Parti programımızda komik bir şey mi var?"
Faik Öztrak araya girdi, "Bunlar bizim iyi günlerimiz" dedi. "Bu hükümet doğalgaz çıkartmaya başladığında, hiçbirimiz gülemeyiz."
Engin Altay, "Doğalgaz bulacakları belliydi" dedi. "Ben bunlar Libya'yla petrol için anlaşma yaptılar dediğimde kimse tehlikenin farkında değildi. Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi..."
Faik Öztrak aldı:
"Nasıl ki Biden açıklamasını 7 ay önce yaptı dedik, doğalgaz yatakları da yıllar önce bulunmuştu açıklaması yapalım..."
Bu öneri üzerine kısa bir süre adeta saman alevi gibi umutlandılar ama sonra tekrar umutsuzluğa gönüldüler.
Ekremci vekil "Venezuela'da 1 bidon petrol 1 damak çikolata etmiyor diyen bir profesörümüzün açtığı yoldan yürüyelim" dedi. "Her şey doğalgaz değil, halkımız sofrada doğalgaz mı yiyecek?!"
Ajans vurgusuna çok bozulan Mansurcu vekil laf sokmanın fırsatını bulmuştu. "Sayın genel başkanım," dedi, "ülkemizi döviz yükselince Almanya veya ABD'yle kıyaslayıp doğalgaz bulunca Venezuela'yla kıyaslamanın mantığını anlamış değilim..."
Ekremci vekil altta kalmak istemedi: "Anlaşılmayacak bir şey yok, doğalgaz bulundu da ne oldu, dolar düştü mü?"
"Ne olmuş dolar düşmediyse" dedi Mansurcu vekil. "Her şeyin ölçütü dolar mı? Madem öyle 1 Kuveyt Dinarı 3, 27 ABD Doları ediyor, buna ne diyeceksin?"
Engin Özkoç Ekremci vekilin cevap vermesine fırsat vermedi. "Sayın genel başkanım," dedi, "Bu iki arkadaşımızın kendi aralarında tartışması partimize çok zarar veriyor."
"Neden zarar versinler, kendi aramızda konuşuyoruz" diye herkes itiraz edince, "Salih Tuna yazıyor ama!" dedi. Herkes hayretle bakınca da "Köstebek olmadığımı daha önce söylemiştim" diye tısladı.