Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Çok ilginç bir general

Biri "Ağlak Sakallı," diğeri merhum İzzet Yasar'ın tanımlamasıyla "Sinsi," öteki "Türbanlı" üç yazarçizerin Mehmet Şanver adlı emekli bir korgeneralle söyleşisine denk geldim, izledim.
Çok ilginçti. Anlatacağım...
Lakin, aynı gazetenin söz konusu üç yazarçizeri hakkında biraz tafsilat vereyim.
"Türbanlı"dan başlayalım:
"Erdoğan'a sonsuz kredimiz var" dediği dönemde, 2011'de, Fe'mi abisiyle doğum günü partisinde alkolsüz şampanya patlattığı gün "Türbanlı" demiştim. Öyle de kaldı bende. Hangi yazarlık özelliğiyle bilmem, bir dönem Taraf'ta kalem oynatmıştı.
"Ağlak Sakallı" 17- 25 Aralık 2013'teki "teknik nakavt" darbe girişiminin ardından FETÖ'nün Bugün adlı gazetesinden ayrıldı. Star gazetesinde yazmaya başladı. Ne ki 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 17- 25 Aralık darbe girişiminin en büyük numarasını (Bakanlar üzerinden Erdoğan'ı yüce divanda yargılayıp itibarsızlaştırmak) savunmaya başladı. Sevgili Ahmet Kekeç yanlışını yüzüne vurunca da hakaretle karşılık verdi. Ahmet Kekeç de acımadı, haşatını çıkardı. O kadar ki adeta "medeni ölü" haline getirdi. O da naçar Star'dan ayrıldı.
"Sinsi" mi?
Taraf gazetesinin önde giden yazarlarındandı. Kardeşiyle birlikte "Genç Siviller Hareketi" diye bir oluşumu da yönetmişti. Günümüzün "yandan çarklı muhaliflerinden." Kardeşi mi? Elan, FETÖ'den firarda.
İş bu üçlünün söyleşi yaptığı Mehmet Şanver'e gelince...
15 Temmuz darbe girişimi gecesi Moda Deniz Kulübü'nde kızının düğününde basılarak üst düzey komutanlarla birlikte kaçırılıp Akıncı Üssü'nde elleri ayakları bağlanarak bir odaya kilitlenenlerden biri.
Kızının düğününe davet ettikleri arasında 15 Temmuz darbe girişiminin önde gidenlerinden 4 general de vardı. Darbeyle iştigal ettikleri için törene katılamamışlardı.
Akıncı Üssü'nde yaşadıklarını vaktiyle şöyle anlatmıştı: "Sabah Akıncı'da tutulduğum odaya siyah takım elbiseli tümgeneral olduğunu söyleyen bir kişi girdi. 'Komutanım kurtuldunuz, geçmiş olsun' dedi. Kendi kendime 'Kurtulduk da kimden' diye sordum. Yani bir zamanlar törenle karşılandığım üste, silah arkadaşımız bildiğimiz üs komutanı, harekat komutanı, göz bebeğimiz pilotlardan mı kurtulduk?.."
15 Temmuz olmasaydı Hava Kuvvetleri Komutanı olacak bir komutanımız söylüyor bunu.
Hiçbirinden haberi olmamış yani. Üstelik, FETÖ'nün Hava Kuvvetleri'mize mensup pilotların çoğunu ele geçirdiği 15 Temmuz öncesinde yazılıp çizildiği halde.
Gelgelelim, bahsettiğim üçlünün karşısında her şeyin farkında olduğunu, hükümetin de 17- 25 Aralık'tan önce uyanması gerektiğini söyledi.
Dahası, Ergenekon, Balyoz kumpaslarıyla ve casusluk davalarıyla ordunun çökertildiğinden bahsetti.
Kime mi?
Mehmet Baransu'nun garnizon çıktısı bavullarından sorumlu Taraf gazetesinin yazı işleri müdürlüğünü yapan "Sinsi" ve arkadaşlarına.
Balyoz sanıklarından Emekli Hava Tümgeneral Ahmet Bertan Nogaylaroğlu vaktiyle "Türbanlı"nın bir televizyon programında, "Önce kumpas davalarında verdiğiniz destekten ötürü özür dileyin sonra programı yapalım" demişti de, "Türbanlı" canlı yayında özür dilemişti.
Mehmet Şanver değil "Türbanlı"nın, "Sinsi"nin bile farkında değil.
Bir de "liyakat" üzerinden hükümeti eleştiriyor ki olursa o kadar olur.
En ilginci de bu değerli komutanımızın Babacan'ın partisinde GMYK ve Kurucu Kurul Üyesi olması.
Hem Ergenekon - Balyoz kumpaslarından şekvacı ol hem de kurduğu partiyle, mahut kumpasları kuran FETÖ'yü heyecanlandıran (ve bakanlığı döneminde her yere FETÖ'cüleri yerleştiren) Babacan'ın yanında yer al.
Ya kendinin farkında değil ya da kurucu üyesi olduğu partinin!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA