Herkesin bildiği fıkradır; yüzüğünü ahırda kaybeden Nasreddin Hoca, "Ulan burası zifiri karanlık, iyisi mi ben dışarı çıkıp aydınlıkta arayayım" der.
Fıkra bu kadardır; gülersiniz veya yeteneğiniz müsaitse gülerken düşünürsünüz.
Ki, bende bu yetenekten hiç yok.
Gelgelelim, gülerken düşünmek ne ki daha yeteneklileri de var. Biraz gülümserken biraz üzülmek gibi.
Evet, değişik bir şey ama vaki.
Metrobüs ve Marmaray'a yüzde 35 zam yapan CHP'nin İBB Başkanı gördüğü tepki üzerine gündüz gözüyle, "Biraz gülümsüyorum, biraz da üzülüyorum" dedi, iyi mi?
Hay Allah, bu nasıl bir halet-i ruhiyedir, acep "acı acı gülmek" deyimini mi anıştırmak istiyor diye konuşmasının bütününe baktım.
Yok, öyle değil.
Zaten öyle olsa vatandaşın "zamcık" tepkisine hak verdiğini dile getirmezdi.
Tarzı, üslubu ne kadar değişik olursa olsun en fazla "ulaşım giderlerini azaltmak" vaadiyle işbaşına geldiğini unutabilir. Vatandaşa hem hak verip hem de "acı acı gülmez."
Yetenekli dediysek o kadar da değil.
Gerçi memlekette ne yetenekler var. Bunlardan biri (CHP'li eski bir milletvekili) siyasi şizofrenler eşliğinde Marmaray'ı Ecevit yaptı demişti.
Aynı şizolar bu sefer de yüzde 35'lik zammı Ulaştırma Bakanlığı'na bağlamaya çalıştılar.
O kadar ki TCDD zam konusunda yetkilerinin olmadığını açıklamak zorunda kaldı.
Neyse, bugünkü yazı yolculuğumuzun konusu CHP'nin Ekrem Bey'i değil.
Nasreddin Hoca'nın mezkur fıkrasını da FETÖ'nün siyasi ayağını arama ameliyesi üzerine getirecek, tersi olmaz diyecektim.
Yani aydınlıkta kaybedilen yüzüğü bulmak için ahıra / karanlığa girilmez.
Hayır, olur da komik değil trajikomik olur.
Daha önce bu köşecikte dile getirmiştim: 15 Temmuz sonrası Gül'ün kankası Fehmi Bey FETÖ'nün arkasında Fetullah Gülen yok diyordu.
Davutoğlugillerin akıl - fikir hocası Etyen Bey de FETÖ'nün arkasında ABD olmadığına bizi ikna etmek için adeta kendini paralamıştı.
Bu tarz manipülasyonlar artık çalışmıyor ki haliyle yeni sürümler devrede. Dımdızlak ortada olduğu halde FETÖ'nün güya siyasi ayağını aramak bunlardan biri.
Maksat belli:
FETÖ'nün gladyo olduğu gerçeğini karartmak.
Onca yaşanandan sonra FETÖ'nün ABD taşeronu olduğundan kuşkusu olanlar şu soruya cevap vermek zorundadır:
ABD Türkiye ile ilişkileri bozmak pahasına FETÖ elebaşına neden yardım ve yataklık yapmaya devam ediyor hâlâ?
Bu soru etrafında RAND Corporation'ın son raporunda yer alan Türkiye'deki muhalefeti konsolide etmeye yönelik önerileri hatırlamakta fayda var.
FETÖ'nün de yegâne umudu topyekûn muhalefettedir. Bunu tartışamayız. FETÖ elebaşından firari yazarçizerlerine kadar tavırları ortadadır.
CHP malumunuz 17- 25 Aralık başta olmak üzere tüm FETÖ kalkışmalarına destek olmuştur.
Her şey apaçık ortadayken güya FETÖ'nün siyasi ayağını aramakla 15 Temmuz'a Fetullah'la ağız birliği içinde "tiyatro" demek aynı ayaktır.