Lafını hiç eğip bükmez, bir gün öyle bir gün böyle konuşmaz; yani 19'unda ne söylediyse 85'inde de onu söyler.
Nefret etseniz bile sinsi ve gevşek olmadığını kabul etmek zorundasınız.
Nice mahpusluklar yatmış ama duruşundan, söyleminden zerre miskali taviz vermemiştir.
Ne övene aldırmış ne kınayana!
Zaten böyle olduğu için öve öve yere göğe sığdıramadığımız İlber Ortaylı'mız "Fetullah'ta boncuk ararken" o tee 1995'te Fetullah hakkında şunu demiş adamdır:
"Bir müddet sonra, herkes ona hakaret edecek, onu tel'in edecek... Sen hoca değil 'papaz' bile olamazsın diyecek... Bunu bugün ben diyorsam, benim talihsizliğim bazı olacak şeyleri, tarih şuuruna istinaden evvelden görmektir... Hoca, Allah davasına ihanet ediyor, onu Allah yıkacak!.."
Dediği gibi de olmuştur...
Evet, bildiniz, "Fesli" diye linç edilen Kadir Mısıroğlu'ndan bahsediyorum.
Biliyorum, "Atatürkçüler" ondan nefret ediyor.
Ne ki, onun da umrunda değil. Hatta "Hiçbir Kemalist'i cenazemin arkasında görmek istemem. Akrabam olsa evladım olsa istemem..." diyor.
Söylediklerini de inkâr etmiyor.
Diyor ki: "Evet, ben Kemal Paşa'yı sevmiyorum. İstesem babamı bile sevmem. Bu benim hakkımdır (...) Bana zorla Müslüman ol deselerdi aynı isyanı yaşardım..."
Şayet Kemalist olsaydım...
Böyle dobra dobra konuşan adama değil, Mustafa Kemal'le kandırmak isteyen Can'cıklara veya müstevli işbirlikçiliğini "Atatürkçülük" diye pazarlayanlara kafayı takardım.
***
"Gerçek Müslüman Atatürk'ü sevemez. Niye sevsin ki, yaptığı hiçbir iş Müslümanların lehinde değildir. Seviyorsa ya ahmaktır ya sahtekâr..."
Hayır, bu sözler Kadir Mısıroğlu'nun değil, Aziz Nesin'in.
Şimdiye değin hiçbir "Atatürkçünün" bu sözlerinden dolayı Aziz Nesin'e tepki gösterdiğini duydunuz mu?
Aynı şekilde, "Fesli" diyerek Mısıroğlu'nu matine- suare linç edenler, "PKK'nın kalpaklısı" Yalçın Küçük'e tek laf ettiler mi?
Üstelik...
"Fesli" dediğiniz polisimize askerimize kurşun sıkanlara karşı dururken, "PKK'nın kalpaklısı" Öcalan'a methiyeler düzüyor, "PKK terör örgütü değil" diyordu.
***
"Hayatta hiçbir laftan tiksinmedim, 'şehitler ölmez vatan bölünmez'den tiksindiğim kadar" diyen o kadını milletvekili yapan Kılıçdaroğlu da kalkmış, Mısıroğlu'nu hasta yatağında ziyaret eden Diyanet İşleri Başkanı'na lagaluga ediyor.
İnsan biraz utanır!
"Biz hapiste hasta yatan PKK'lıya da gittik DHKP-C'liye de gittik..." diyen kimdi?
İmdi, askerimize polisimize kurşun sıkanları ziyaret etmek matah bir şey, bu örgütleri hayatı boyunca lanetleyen 85 yaşındaki ödüllü ("Macar İhtilali" eseriyle) bir tarihçiyi ziyaret etmek suç oluyor, he mi?
Bakınız...
Mısıroğlu'nun kimi görüşlerini beğenmeyebilir, dahası kızabiliriz.
Lakin adam odur ki nefret ettiğinin bile lafını çarpıtmaya tenezzül etmez. Mesela, "Keşke Yunan galip gelseydi..." lafını bağlamından koparmaz.
Linç ettiğiniz, tee 19 yaşında Milliyetçilerin şube başkanlığını yapan, Denktaş'tan Türkeş'e kadar birçok milliyetçi şahsiyetin övgülerine mazhar olan bir tarihçimizdir.
"Yunan Mezalimi"ni yazdığında bugün ona küfreden "genç çerilerin" babaları henüz doğmamıştı.
El insaf!
"Ege'deki adaları neden Yunan'a bıraktınız" diyerek kıyametleri kopartan adamdan bahsediyoruz...
Yani...
"Ey Türk genci!... Unutma ve affetme... Yunan hâlâ aynı alçak, aynı hırsız, aynı çapulcu ve eşkıyadır..." diyen adamdan.