CHP'nin reklam kampanyasında "Geliyoruz" yazılı o afişlerde sadece Kılıçdaroğlu var. Yanında yöresinde bit kadar da olsa Muharrem İnce yok.
Söz konusu afişinin yanında dönen bir de video var. Yakasında CHP rozeti, yüzüne kondurulmuş ciddiyet ifadesi, burnu ve gözlüğüyle barışık bıyıklarıyla bildiğiniz Kılıçdaroğlu yürüyor.
Forrest Gump çakması gibi. Lakin, Tom Hanks hesapsız yürüyordu. Peşinden gidenler, yürüyüşüne anlam yüklemişlerdi. Reklam filmine baktım tam tersi sanki.
Kılıçdaroğlu amaçlı da, peşinden yürüyenler amaçsız gibi. "Ulan bu adamın peşine düştük ama nereye gidiyoruz belli değil" dercesine...
Daha önce de bu köşecikte sormuştum; "Geliyoruz" diyorsun, iyi güzel de, nereye?
Söylemiyor!
Kendisi için "Geliyoruz" demiş olsa, malumunuz, cumhurbaşkanı adayı olmadı. (Bir tek CHP'nin cumhurbaşkanı adayı partisinin genel başkanı değil.)
Başbakan olmak için "Geliyoruz" demiş olsa, yeni sistemde başbakanlık yok.
Muharrem İnce için "Geliyoruz" demiş olsa...
"Gel Bakalım Muharrem" dediğinde, CHP rozetini İnce'nin yakasından söküp almış, İnce de "partisiz cumhurbaşkanı olacağım" demişti.
Başka bir şeye "Geliyoruz" diyor ama acaba neye?
Bilmiyoruz.
Bizim bildiğimiz şudur: Muharrem İnce'yi aday göstermekle CHP Genel Başkanlığı'nı garantiye almış oldu.
Diyecek ki: "Sen değil miydin bana Erdoğan'a yenildin çekil git diyen; aha sen de yenildin, yallah."
Aldığım duyumlara göre İnce'nin o rezil "şiirimsi" kitabını da Kemal Bey servis etmiş.
Şayet doğruysa boşa uğraşıyor.
İnce pes edecek biri değil. Hem inatçı hem pişkin. O kadar ki onu hiçbir şey mahcup edemez.
Bir okur İnce'nin son "şiirini" göndermiş, doğru mu yanlış mı bilmem ama "Dalyakanus kısmı" İnce'nin asla mahcup olamayacağının da ifadesi.
Şiir şöyle: "Sanki bilmiyorum neden cumhurbaşkanı adayı yaptı beni / iftiranın daniskasını atarım daniskasını / Kemal'in bıyıkları değer başkasının karısı Cevriye'nin kalçasına / sıkıştıramaz beni hiç kimse / yalansa Allah'ına kadar yalan / yatakta bile yakalanırsanız inkâr edin dedi yüce bilge Dalyakanus / ne inkâr edeceğim / hücuma geçerim "lezo mu oldun" diye / acayip mahcup ederim / Atatürk benim babam / iki sayının toplamı on beş / Cevriye der kilometrede kaç yakıyor bu Muharrem / mesir macunu / kuantum / ve bir de Kemal / Cevriye neredesin abazayım gel"
Şair müzisyen Mehmet Sadi Bayazıt dostumuz da "Bir fizikçinin fiziği 90 60 90 gören karadelikleri" başlığı altında şunu gönderdi:
"adam fizikçi olmak istiyor / nobel almak istiyor ola ola kadife ceketli fizik / öğretmeni oluyor/ adam atatürk'ün partisine başkan olmak istiyor /ola ola grup başkan vekili olabiliyor / adam cemal süreya gibi hercai bir şair olmak istiyor / bir nuri alço bir coşkun oluyor ama ne hercai bir şair olabiliyor /ne cemal süreya'nın kol düğmesi / Başkalarının karılarına çalışan bir libido işçisi oluyor ola ola / adam cumhurbaşkanı olmak istiyor / cumhuriyet tarihi boyunca cumhurbaşkanı adayı olmuş kişiler arasında bir istatistik oluyor /ola ola"