Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Daha karpuz kesecektik mi desek?

İngiltere merkezli Risk Altındaki Akademisyenler Konseyi'ne başvuran Murat Belge nihayet Türkiye'yi terk edecekmiş.
Nasıl bir risk altında olduğunu bilemiyoruz.
Sanırım söz konusu konsey üyeleri de bilmiyor. Zira herhangi bir baskıya maruz kalmadığını söylüyorlar.
Neyse artık, kendisini risk altında hissediyorsa, bir şey diyemeyiz.
Demek ki, FETÖ yargısının "hukukun üstünlüğü" diye yutturulduğu dönemde gayet güvendeymiş.
Demek ki, 15 Temmuz darbesine gerekçe üreten yazılar dercederken kendisini güvende hissediyormuş.
Demek ki, "27 Mayıs benzeri bir darbe olabilir" diye bizim için endişelere gark olurken kendisi risk altında değilmiş.
Ne zaman ki darbe ihtimali kalktı bu tip "sömürge aydınları" için risk başladı.
Bunların akıbetleri memleketi terk etmektir.
Memleket onları çoktan terk etti, haberleri yok.
Var mı bunların ne dediğini merak eden bir Allah kulu?
Yok!
"Ah ulan şimdi memlekette kallavi bir darbe olacaktı ki, bi güzel karşı çıkıp ağızlarına bakılan aslan demokratlar olacaktık!" diye dizlerini ne kadar dövseler yeridir şimdi.

***
Risk altında olduğu kabul edilirse Murat Belge mezkûr konseyin fonundan istifade edecek.
Fakat yurdum insanı da onun her konuda inceleme yapma yeteneğinden mahrum olmuş olacak.
Bir defasında İslam'ı incelediğini söylemişti.
Bunun göstergesi olarak da, Müslümanların fethettikleri yerlerde gayrimüslimleri zimmetlerine geçirdiğini, 'zimmî'nin, "iyi bakılacak gayrimüslim" anlamına geldiğini iddia etmişti.
Vallahi şaka yapmıyorum.
Sayesinde, "zimmetine gayrimüslim geçiren Müslüman" diye bir şey duymuş, çok da gülmüştük.
Kur'an'ı da incelemiş, "Seferden veya zaferden dönen kocanızın başına niye bana hediye getirmedin diye belâ olmayın!" mealinde bir 'ayetin' varlığına hükmetmişti.
Şimdiye değin hiçbir Müslüman böyle bir 'ayeti' keşfedememişti ama olsun.
***
Murat Belge, 11 Eylül'den birkaç hafta sonra Ufuk Akdağ ile yaptığı bir konuşmada, 'uzun vadeli' muhtemel savaşı şöyle değerlendirmişti: "İslam'la Hıristiyanlık arasında, işte İslam'ın başını çektiği Doğu ile diyelim Batı emperyalizmi arasında..."
Daha sonra da bir din seçme ihtiyacı duyduğunda Hıristiyanlığı tercih edeceğini ifade etmişti.
Yani, kendi ifadesiyle, "Doğu ile Batı emperyalizmi arasındaki kapışmada" nerde durduğunu ortaya koymuştu.
Bu kadar da açık sözlüydü.
Gazeteport'a 2009'da verdiği bir söyleşide de, "Türk Ordusu ve burjuvazisi omurgası olan kurumlardır. Laikliği korur. Bu ülkeye Ayetullahlar filan gelemez..." demişti.
***
Anlaşılan o ki, Türkiye'yi terk etmeyi kafasına koymuş.
Birlikte iş tuttuğu "Kızıl Soros" lakaplı Osman Kavala tutuklandığında terk edeydi iyiydi.
Terk etmediği gibi hiçbir tepki de göstermedi.
Tamam, Ankara'dan İstanbul'a yürüyecek hali yoktu ama hiç değilse bir günlüğüne de olsa açlık grevi yapamaz mıydı?
Yapmadı.
"Kızıl Soros" davası kendisine uzanır riskinden taammüden uzak durmaya mı çalıştı, anlamadım gitti.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA