Birisi bir gün, "sizi bir türlü anlayamıyorum," diye hayretle sormuş Gandi'ye, "geçen hafta söylediğinizin tam tersini söylüyorsunuz..."
"Ah!" demiş Gandi, "geçen haftadan beri o kadar çok şey öğrendim ki."
Malumumuz, özellikle yazarçizer makulesi "benbenlik" etmek için fikirlerinin hiç değişmediğini söyler.
Kimileri de "dün ne dediysem bugün de o" dercesine kaç yıl önce yazdıklarına vurgu yapmaya bayılır.
Şimdiye değin "vaktiyle şunu demiştim ama felaket yanılmışım" diyene pek rastlamadım.
Hele ki şu muhalif şebelekler...
Her konuda isabetliler, öyle ki hiç yanılmıyorlar. (Ne diyeyim, Allah daha beter etsin.)
CHP'liler de öyle.
Yanılgı nedir bilmiyorlar ama tuhaftır, hiçbir seçimi de kazanamıyorlar.
***
Girdiği tüm seçimleri kazandığı halde yanıldığını itiraf eden bir tek
Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan oldu.
FETÖ hakkında, "bunları vaktiyle cemaat sanmakla yanılmışız" demişti ya, onu diyorum.
Muhalif şebelekler de "dikkat edin yine kandırılmayın" yollu az ironi denemelerinde bulunmadılar. (Hâlâ aptallığa doymayıp bunu sürdürenler var.)
Kendileri hiç kandırılmıyor ya!
Kaset kumpasıyla başlarına genel başkan "atanması" hariç tabii.
Bir de, o genel başkanlarının
John Bass gibilerle kapalı kapılar ardında
görüşüp nasıl ağız değiştirdiği hariç.
Bir de, "
Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye kandırılıp
Fetullah Gülen'e nasıl asker yazıldıkları...
Bir de... neyse uzatmayalım... Sonuç itibariyle, millet de kendisini kandırmaya çalışanlara kanmıyor.
Bu sefer de "
sandık her şey değildir" diye bizzat kendilerini
kandırmaya çalışıyorlar.
Ne kadar hazin!
***
"The Cemaat" hakkında hiç yanılmadık, ne mal olduklarını vaktiyle bilip karşı çıkmıştık, diyorlar.
Gelgelelim...
Dün adına "Cemaat" denilen o ihanet yapılanmasının bugün
FETÖ olduğu tüm belgeleriyle ortaya çıkınca adeta yanında duruyorlar.
Efendim, durmuyoruz.
Daha nasıl duracaksınız?
Lahey diyorlar Lahey diyorsunuz; "tiyatro" diyorlar "
tiyatro" diyorsunuz.
Tüm "muhalefet" malzemeleriniz de (17- 25 Atalık'tan MİT TIR'larına kadar) FETÖ'nün kumpas çıktılarından ibaret.
Şimdi de
Afrin Barış Hareketine karşı çıkıyorlar, siz de TTB'nin o bildirisini
desteklemekle aynı şeyi yapıyorsunuz.
***
Gandi bir konuda fikrinin değişmesini, bir haftada öğrendiği şeylere bağlamıştı.
Sizin de fikriniz değişiyor ama yeni şeyler öğrendiğinizden değil, bildiklerinizi de "unutmanızdan."
Yoksa...
Dün şiddetle karşı çıktığınız FETÖ'nün bugün siyasi ayağı mesabesinde fonksiyon icra etmezdiniz.
Soru şudur: Bildiklerinizi unutmaya sizi kim icbar ediyor?
Özgür insan sorar, sorgular, kendini bir düşünceye kapatmaz, kritik aklı hep devrede tutar.
Sormazsanız, sorgulamazsanız...
Kurultayınızda 1081 delegenin imzasını alan
Kılıçdaroğlu sadece 740 oy alırken, 165 delegenin imzasını alan
Muharrem İnce'nin 447 oy almasını anlayamazsınız.
Anlayamayınca da...
"
Bu Muharrem kaşla göz arası ne etti la? Makarna kömür mü dağıttı yoksa milletvekilliği mi vaat etti..." demeye mahkûmsunuz.