Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

İndi gece Ankara'nın sisli yamaçlarına

SABAH'TAN MEKTUP

Üşütmeyen ama serinleten bir Ankara akşamı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Başkomutan" sıfatıyla verdiği ilk 30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyonu dolayısıyla Çankaya Köşkü'ndeyim.
Köşk'ün tören salonlarının birinden resepsiyonun düzenlendiği bahçeye götüren merdivenin basamaklarında, konuk seliyle ağır ağır ilerlerken, yakın geçmişe yolculuk yaptım.
34 yıldan bu yana erkene alınmadan tam zamanında yapılan ilk genel seçimler olan 12 Haziran 2011 seçimleri Türkiye'nin istikrarı, büyümesi, iç barışı sağlaması, 2023 hedeflerine ulaşması için büyük bir pencere açmıştı. Herkes derin bir soluk almıştı. Zirvede de taşlar yerine oturmuştu.
Daha doğrusu biz öyle sanıyorduk.

***

Aradan 8 ay kadar geçti. Tarih: 7 Şubat 2012.
Başbakan Erdoğan bir sağlık sorunu nedeniyle ameliyat masasına yatmaya hazırlanırken, Özel Yetkili Savcılar'dan biri, Sadrettin Sarıkaya, şeytani bir planın düğmesine bastı: MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı, eski Müsteşar Emre Taner'i, eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş'i ve iki eski MİT görevlisini bizzat telefonla arayıp KCK soruşturması kapsamında ifadeye çağırdı.
Fidan bu çağrı üstüne Başbakan Erdoğan'ı aradı, ulaşamadı. Onun üstüne Cumhurbaşkanı Gül'e akıl danışmaya karar verdi.
Gül'ün cevabı: "Gidip ifade verin, problem çıkacağını sanmıyorum."
Fidan bu tavsiyeye uyup uymama arasında bocalarken, Erdoğan'dan telefon geldi: "Sakın gitme."
İşte o 7 Şubat, Çankaya seçimleri için kartların yeniden karıldığı gün oldu.
Çünkü, Gül olayın vahametini ya kavrayamamıştı ya da önemsememişti.
Zaten daha sonra Paralel Yapı konusunda sergilediği ihtiyatlı, hatta ikircikli tavır, Erdoğan'ın kararını ve kararlılığını pekiştirdi.
***

Aradan 22 ay geçti. Ankara'da 7 Şubat 2012 komplosunun yaraları tam kapanamamıştı... Derken 17-25 Aralık 2013 tarihlerinde peşpeşe iki yargı darbesiyle karşılaşıldı. Yine malum Özel Yetkili Savcılar marifetiyle.
En küçük bir duraksama, geri çekilme veya zamana yayma olsaydı, Türkiye bugün Paralel bir yönetimin diktası altında çırpınacaktı.
***

Darbecilere karşı bir yandan siyasal ve hukuki süreç işletilirken, bir yandan da önümüzdeki iki kader seçimine hazırlanılıyordu.
İki seçim kampanyası da Türk halkına ve kamuoyuna Paralel Çete'yi anlatabilmek için devasa bir platform, bir altın fırsat sundu.
30 Mart 2014 yerel seçimleri 61'inci Hükümet için güven oylaması oldu.
10 Ağustos 2014 cumhurbaşkanlığı seçimi ise Erdoğan için...
***

Badire atlatılmıştı. Tuzaklar darmadağın edilmişti. Ama taa 7 Şubat 2012 komplosundan bu yana demokratik rejime, meşru yönetime ve halkın iradesine destek için sadece elini değil tüm bedenini taşın altına koyan biz SABAH Ailesi de bayağı yorulmuştuk.
Bu gece işte o yorgunluğu unutma gecesiydi.
"İyi akşamlar, bayramın kutlu olsun..."
Başımı kaldırdım, Sayın Cumhurbaşkanı'nın ve Hanımefendi'nin önüne gelmişim. Kekeleyerek saygılarımı arzettim. İkisi de gülümsedi. İçtenlikle.
Bir süre konuklar arasında dolaşıp eski ve sıkı dostlarla sohbet ettikten sonra Çankaya'dan çıktım.
Dudaklarımda, Gündoğdu Duran'ın büyüleyen muhayyerkürdi şarkısı "Ankara Rüzgarı" ile...
***

Sağlıklı ve mutlu bir hafta dileğimle...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA