Bu yazının ilk bölümü "Devamı yarın" notuyla cumartesi günü yayınlandı. Ama ertesi gün tam sayfa ilan gelince, dün de "SABAH'tan Mektup"un günü olunca, ikinci bölüm bugüne sarktı.
İlk yazıda da belirttiğim gibi, Suriye krizine, daha doğrusu hızla mezhep hesaplaşmasına doğru ilerleyen Suriye iç savaşına çözüm bulmayı amaçlayan "Cenevre-2" konferansının önümüzdeki ay toplanması aşağı-yukarı kesinleşti.
Ancak, ilk yazıdan bu yana önemli bir gelişme oldu:
Suriye muhalefetinin siyasal çatı örgütlerinden, İstanbul merkezli "Suriye Ulusal Konseyi" Cenevre'ye gitmeyeceğini açıkladı.
Şimdi diğer çatı örgütü olan "Suriye Ulusal Koalisyonu"nun kararı bekleniyor. "Dış muhalefet"in muhatap alınabilecek tek temsilcisi olarak o kaldı. Çünkü, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un sık sık tekrarladığı gibi, "Cihatçı örgütlerin Cenevre'de ya da başka platformlarda taraf kabul edilmesi asla söz konusu değil. Ne ABD bunu kabul eder, ne de biz Rusya..."
***
Dikkat ederseniz, iki paragraf yukarıda merkezi Kahire'de bulunan "Suriye Ulusal Koalisyonu"ndan söz ederken "Dış muhalefetin siyasal temsilcisi" diye tanımladım.
Zira, Suriye'de bir de "İç muhalefet" var. Üç cephede toplanmış çok parçalı muhalefet bu. Cepheleri sayayım:
1- Demokratik Değişim Güçleri Ulusal Koordinasyonu.
2- Devletin İnşası Akımı.
3- Barışçı Değişim Güçleri Koalisyonu.
Bir ayrıntı: Demokratik Değişim Güçleri Ulusal Koordinasyonu'nda yer alan PYD ayrıca Kürt bölgesinin özerk yönetimi için "Suriye Kürt Ulusal Konseyi"ni kurdu.
***
"Barışçı Değişim Güçleri Koalisyonu" ise, tam anlamıyla Esad rejiminin denetiminde olan bir sözde muhalefet cephesinden başka bir şey değil.
Cephenin liderlerinden Kadri Cemil hükümette Başbakan Yardımcısı, Ali Haydar ise Ulusal Barış Bakanı olarak görev yapıyor; iyi mi!
***
Oyun içinde oyun: Esad, Cenevre-2 konferansında iç ve dış muhalefetin tek heyet olarak temsil edilmesini istiyor. Rusya da bu görüşü destekliyor. "Demokratik Değişim Güçleri Ulusal Koordinasyonu" Esad'ın bu projesini destekliyor.
Hatta, 5 temsilci adayını bile belirledi.
Ve oluşumun başkan yardımcılığını yürüten PYD lideri Salih Müslim bombayı patlattı: "Cenevre'ye Esad'ın görevden ayrılması koşuluyla gitmeyeceğiz. Böyle bir talep gündemimizde yok!"
Bir ayağı hükümetin içinde olan "Barışçı Değişim Güçleri Koalisyonu" mırın-kırın ediyor ama onun de sonunda peki diyeceği belli.
Şimdi Cenevre-2'deki tabloyu gözünüzün önüne getirin: Esad'ın ayrılması diye bir talepleri olmadığını söyleyen Salih Müslim eşbaşkanlığındaki oluşum ve Esad'ın hükümetinde görev yapan Kadri Cemil ve Ali Haydar'ın koalisyonu, Esad'ın ayrılmasını ön koşul yapan "Dış Muhalefet" ile tek heyet olarak Şam rejimi temsilcileriyle geçiş döneminin pazarlığını yapacaklar.
İronik mi desem, traji-komik mi, yoksa şaka mı; siz karar verin!