Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Bir krizin anatomisi

Ortadoğu coğrafyasında, özellikle Mısır gibi ülkelerde demokrasiyi yerleştirmek de, siyasi kadroların demokratik yollardan yönetmeye çalışması da kolay değil.
Çünkü on yıllardır suyun başını tutmuş olan "Elitler", imtiyazlarını korumak için her yola başvuruyorlar.
Mısır'ın demokratik seçimle işbaşına gelen ilk Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi'ye yaptıkları gibi...
Mursi'nin bakın başına ne çoraplar ördüler...

***

Mısır'da peş peşe dört kez sandık kuruldu:
1-Geçiş dönemi takvimi referandumla kabul edildi.
2-Milletvekili genel seçimleri yapıldı.
3-Cumhurbaşkanlığı seçimi gerçekleştirildi.
4-Yeni Anayasa da referandumla onaylandı.
***

Sonra "Elitler" sahneye çıktı.
Yüksek yargı, Millet Meclisi'ni feshetti.
Ardından Senato feshedildi.
Ardından yeninin yenisi Anayasa'yı yapmakla görevli Danışma Meclisi yasadışı ilan edildi.
Böylece yasama organı ortadan kalkmış, yürütmenin başı Mursi ile yargı erki karşı karşıya kalmış oldu.
Mursi'nin icraat için yasalara ihtiyacı vardı.
Parlamentonun iki kanadı da feshedildiğine göre kim çıkaracaktı yasaları?
Mursi bu engeli kanun hükmünde kararnamelerle aşmaya çalıştı. "Diktatörlük yetkileri" iddiasıyla ona da çelme atıldı.
Mursi geçen nisanda genel seçimlere gidilmesini hedefliyordu. Ama seçim yasası yine Anayasa Mahkemesi'ne takıldı.
Bitmedi. Mursi adalet reformu yapmak istedi.
Bu reformla 13 bin yargıcın emekliye sevk edilmesi, yerlerine siyasete bulaşmamış yargı insanlarının getirilmesi amaçlanıyordu. "Müslüman Kardeşler kendi adamlarını yerleştirmek istiyor" iddiasıyla yargı reformu yasa tasarısı da Anayasa Mahkemesi'nce reddedildi.
Kültür Bakanı, Kahire Operası ve Devlet Arşivleri yönetimini değiştirmeye kalktı. "Aydınlar" bakanlığı işgal ettiler.
Mursi 17 ilin valisini değiştirmeye kalktı. Birçok kentte ayaklanmalar oldu, valilik binaları işgal edildi.
***

İşte böyle bir kaos ortamında Mursi ülkesini yönetmeye çalıştı.
Yüksek yargı ve muhalefet direttikçe, tepki olarak o da sertleşti, o da uzlaşma önerilerine daha az kulak vermeye başladı.
Ve tüm bu kargaşanın sonucu: Cinayetler yüzde 130, hırsızlık olayları yüzde 350, adam kaçırmalar yüzde 145 arttı.
Tüm dünyanın sadece seyirci kalması, hiç kimsenin yardım elini uzatmaması nedeniyle Mısır hazinesi boşaldı. Kaynaklar kuruyunca akaryakıt ürünleri ithalatı darboğaza girdi. Benzin sıkıntısı başladı, elektrik üretimi yarıdan fazla azaldı.
Ekmek bile karaborsaya düştü.
***

Ve üç gün önce senaryonun son sayfasına gelindi:
Tüm bu kaosun sorumlusu olarak Mursi gösterildi ve...
Dedim ya; Mısır gibi ülkelerde demokratik yollardan iktidara gelmeye ve demokratik kurallarla yönetmeye kalkışmak, deli gömleği giymekten farksız...
Bir de "Fulul"lar konusu var. O da yarın...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA