Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Kıyamet tepesi

Zeytindağı üçlemesi (2)

Evet, konumuz Falih Rıfkı Atay'ın yapıtı "Zeytindağı". Ve de o muhteşem anı-günlük karışımının bir yandan yazıldığı yıllarda (1932) hâlâ kanayan yaralara attığı neşter, bir yandan da nice kuşaklar sonra bugün bile uyandırdığı ortak geçmiş, kamçıladığı özlemler ve tetiklediği çağrışımlar...
809 metre yüksekliğindeki "Zeytindağı", üç tek tanrılı dinin kitabında da adı geçen bir dağ veya tepe. Kudüs'ün doğusuna düşüyor.
Üç kitaplı dine bağlı halkların, bu coğrafyayı yurt edinmiş tüm kadim topluluklarının, yolu bu coğrafyadan geçmiş tüm orduların anadillerinde mutlaka bir karşılığı var.
Arapça'da "Cebel az-Zaytün". İbranice'de "Har haSetim". Fransızca'da "Le Mont des Oliviers". İngilizce'de "Mount of Olives". Almanca'da "Ölberg".
Başta Tevrat olmak üzere tüm Musevi dini metinlerinde Kıyamet Günü'nde Yahudi halkını kurtaracak olan Mesih'in Zeytin Dağı'na inip oradan Kudüs'e geçeceği anlatılır. Yani, o gün ilk Zeytin Dağı'nda gömülü olanların dirileceğine inanılır. O yüzden Zeytin Dağı'nın yamaçlarında dünyanın en eski ve en büyük iki Musevi mezarlığı yer alır. Son verilere göre, 160 bin kadar Musevi yatıyor Zekeriya ve Abşalom mezarlıklarında. Ayrıca binlerce Müslüman ve Hıristiyan da ilk dirilenler arasına katılabilmek umuduyla veya inancıyla Kıyamet Günü'nü Zeytin Dağı'nın koynunda bekliyorlar.
Tevrat'ta Zeytin Dağı'ndan birçok kez söz edilir. "Kudüs'ün karşısındaki tepe" ifadesiyle. İşte birkaçı:
"Davud bir yandan ağlıyor, bir yandan Zeytin Dağı'na tırmanıyordu. Başı örtülüydü ve yalın ayak yürüyordu." (Not: Davud, kendisine isyan eden oğlu Absolom'dan kaçıyordu.)
"O zamanlar Süleyman, Kudüs'ün karşısındaki tepede Moabitler'in ve Ammonitler'in ilahları Kemoş ile Milkom için kutsal yerler yaptırdı."
"Kudüs'ün karşısındaki tepede Kral Süleyman'ın Sidonlar'ın ilahesi Astarte, Moabitler'in ve Ammonitler'in rezil ilahları Kemoş ile Milkom için yaptırdığı tapınakları yerle bir etti." (Not: Süleyman'ın yabancı tanrılar için yaptırdığı tapınakları Kral Josias yıktırdı.)
İslam inancında da Zeytin Dağı neredeyse "İman tahtaları"ndan biri. Sırat Köprüsü'nün Araplar'ın "Al-Haram as- Sarif" dedikleri Harem-ül Şerif ile Zeytin Dağı arasında kurulacağına inanılır. Ayrıca büyük sahabi Selman-ı Farisi ile büyük kadın Veliye Rabiatül Adeviyye'nin mezarları da buradadır.
Ama Hıristiyan inancında Zeytin Dağı bambaşka, dinin harcına kadar işlemiş bir kutsallığa sahip bulunuyor.
Öncelikle, İsa'ya peygamberlik müjdesinin Zeytin Dağı'nda tanrıya ibadet ederken tebliğ edildiğine inanılır. Daha sonra, Zeytin Dağı, Hazret-i İsa'nın çarmıhta noktalanacak son yolculuğunun başlangıç noktası olarak inanç hamurunun mayasına karışır. Buyurun size İncil'den veya İnciller'den birkaç alıntı ya da anekdot:
"İsa havarileriyle birlikte Paskalya vesilesiyle Kudüs'e gelince, Zeytin Dağı'nın doğu yamacındaki Bethani köyünde kaldı. Kudüs'e girmeden önce havarilerini gönderip bir eşek buldurdu. Eşeğin sırtında dağı inerken kendisine eşlik edenler tarafından alkışlandı."
"İsa, Zeytin Dağı'ndan Kudüs'teki devasa mabetleri seyrederken, 'Bunların yıkılması yakın' dedi."
"Son yemekten sonra İsa yeniden Zeytin Dağı'na döndü. Getsemani denilen bir mevkide durdu. Tutuklanmadan önceki son saatlerini burada geçirdi. 'Kudüs beni niye reddediyorsun' diye ağladı." (Not: Getsemani, Aramice'de zeytin presleme tesisi anlamına geliyor.)
Hıristiyanlık'ta Zeytin Dağı'yla ilgili göndermeler bitmez... Örneğin İsa'nın göğe buradan yükseldiğine inanılır. İslam da bu inancı paylaşır: Kuran'da tepedeki camide bulunan ayak izinin İsa'nın göğe yükselirken topraktaki son teması olduğu belirtilir. (Nisa Suresi, 157-158'inci ayet)
Zeytin Dağı üstüne son iki not. İkisi de binlerce yıl öncesinden geliyor:
Zekeriya peygambere göre, Diriliş Günü'nde tanrı Zeytin Dağı'na gelecek ve tepeyi ortadan ikiye bölecek.
Yoel peygambere göre ise tanrı kullarını burada yargılayacak.

***

Cemal Paşa, Birinci Dünya Savaşı'nda komuta ettiği Dördüncü Ordu'nun karargâhını işte böyle ilahi seslerin fısıldandığı yerde kurdu. Tepede "Alman Misafirhanesi" denilen büyük ve o dönemin koşullarına göre epeyce konforlu bir tesiste. Tanrıya en yakın yerde.
Ve Mesih'i bekleyenlerin şaşkın bakışları altında Osmanlı için kıyamet orada koptu. Devamı yarın...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA